İklim Değişikliği ile Mücadelede KARBON VERGİSİ     www.canaktan.org 
 Tanımı
 Gerekçesi
 Etkileri
Uygulama
 Web Kaynak

KARBON VERGİLERİNİN EKONOMİK ETKİLERİ

Doç.Dr. İstiklal Y. Vural

 

Karbon vergileri, ekonomik birimlerin kararlarını fiyat mekanizması yoluyla değiştirebilen bir iktisadi araç olarak çok sayıda iktisadi etki oluşturabilir. Bu bölümde karbon vergilerinin rekabet gücü, gelirin dağılımı ve çevre üzerindeki etkileri ele alınacaktır.

1. Rekabet Gücü Üzerindeki Etkileri

Ulusal rekabet gücü bir ülkenin global piyasaların talep ettiği kalite ve standarttaki mal ve hizmetleri bu piyasalarda satabilme yeteneği olarak tanımlanabilir. Firma düzeyindeki rekabet gücü ise herhangi bir firmanın ulusal, bölgesel veya global piyasalardaki pazar payını ve kârlılığını artırması ve sürdürebilmesi için gerekli kalite, dakiklik, farklılık ve yenilikte mal ve hizmet üretme ve/veya satma yeteneğidir. Firma düzeyinde rekabet gücünü maliyet, kalite, farklılaşma, hizmette dakiklik, yenilik ve icatlar gibi çok sayıda mikro faktör ile döviz kuru, ticaret rejimi, kamusal politikalar, ekonomik ve siyasi istikrar gibi bir çok makro faktör etkiler.

Karbon vergisi, firma düzeyinde rekabet gücünü maliyetler üzerindeki etkisi yoluyla değiştirebilir. Ancak bu etki rekabet eden firmaların karbon vergisi uygulaması nedeniyle farklı maliyet düzeyi ile karşı karşıya kalması halinde ortaya çıkabilir. Vergi nedeniyle firmaların farklı maliyet yapılarına sahip olması için firmaların iktisadi faaliyetlerinde farklı karbon yoğunluğuna sahip girdileri kullanmaları, karbon içeriği düşük girdilerin ikame olanağının yüksek olması ve belirli sektörler, bölgeler veya ülkeler için farklı çevre politikası uygulamalarının mevcut olması gereklidir. Firmalar vergi nedeniyle maliyetlerinde bir artış olduğunda bu duruma farklı tepki gösterirler: Bazı firmalar artan maliyetleri piyasanın yapısı elverişli ise fiyat mekanizması yoluyla tüketicilere yansıtabilirler, ikame olanakları varsa girdileri karbon içeriği düşük diğer girdilerle ikame edebilirler veya üretimi “sosyal damping” uygulayan diğer ülkelere, yani kirlilik cennetlerine kaydırarak vergiden kaçınabilirler (Baranzini et al., 2000:401).

Üretim maliyetlerini önemli ölçüde artıracak yapıdaki bir karbon vergisi bu maliyetlerden kaçınmak isteyen firmaları karbondioksit emisyonunu azaltan yeni teknoloji ve üretim yöntemleri bulmaları için teşvik edebilir. Baron ve ECON-Energy, 1997) tarafından yapılan bir çalışmanın bulguları dinamik etkinliği artıracak bu türden sonuçların ortaya çıkma potansiyelinin zayıf olduğunu göstermektedir. Bu çalışmaya göre enerji-yoğun sektörlerde bir ton karbon başına 100 Dolarlık bir karbon vergisinin maliyeti toplam üretim maliyetlerinin sadece %2’sini oluşturmaktadır. Karbon vergisinden kaynaklanan bu ölçüdeki bir ek maliyet dinamik etkinliği artırmasa bile enerji yoğun (petrol arıtma, alüminyum, çimento v.b.) ulusal-çokuluslu firmaların yatırım ve üretim faaliyetlerini kirlilik cennetlerine kaydırmalarında etkili olabilmektedir. Genel ekonomik koşullar ve çevresel maliyetlerin yeni yatırım maliyetleri içindeki payının yüksek olması nedeniyle rekabet gücü azalan firmalar ya düşük kapasite ile faaliyetlerini sürdürmekte veya yatırımlarını yurtdışına aktarmaktadırlar (Zhang ve Baranzini, 2004:512). Kyoto Protokolü’ndeki emisyon yükümlülüklerini yerine getirmede karbon vergilerinin en önemli araç haline gelmesi, sosyal damping uygulayan ülkelerin global ısınma ile mücadele çabaları doğrultusunda emisyon düzeylerini indirme yönünde baskı altına alınması ve global düzeyde yatırım koşullarının homojen bir hale gelmesi karbon vergilerinin rekabet gücü üzerindeki potansiyel etkilerini artıracaktır.

2. Gelir Dağılımı Üzerindeki Etkileri

Ulusal düzeyde uygulanan karbon vergisi gelir dağılımı üzerinde ciddi etkilere sahiptir. Düşük gelirli kesimler yüksek gelirli kesimlere kıyasla gelirlerinin daha büyük bir kısmını enerjiye harcadıkları için karbon vergisi tersine artan oranlı bir vergidir ve gelir dağılımını düşük gelirliler aleyhine değiştirme potansiyeline sahiptir. Karbon vergisinin bu etkisi yoksul kesimin temel ihtiyaçlarını karşılamak için tüketmek zorunda olduğu enerji kaynakları (ısınma, yemek pişirme, aydınlanma için gerekli olan yakıtlar) ağır bir biçimde vergilendirildiğinde artar. Ancak, Zhang ve Baranzini (2004)’ye göre karbon vergisinin bu tip dağıtımsal etkisi oldukça zayıftır. Bunun temel nedeni karbon vergilerinden etkilenen sektör ve ürünlerin sayısının fazla olmaması, bu vergilerin çevre vergileri içerisinde önemli bir paya sahip olmaması ve enerji üzerinden alınan vergi gelirlerinde aslan payının yakıt vergilerine (benzin, mazot v.b.) ait olmasıdır.

Karbon vergilerinin gelir dağılımı üzerinde olumsuz etkiler meydana getirmesi bu vergilerin yürürlüğe konması için gerekli olan kamuoyu desteğinin azalmasına yol açmaktadır. İklim değişikliğinin önlenmesi ve sürdürülebilir kalkınma için karbon vergileri gelecekte etkin bir şekilde kullanılacaksa bu vergilerin dizaynı sırasında vergilerin gelir dağılımını yoksullar aleyhine bozucu etkisinin azaltılması gereklidir. Bu amacın gerçekleştirilmesi için iki farklı yöntem uygulanabilir (Zhang ve Baranzini, 2004:511). Birinci yöntem, temel ihtiyaçların (ısınma, aydınlanma, yemek pişirme) karşılanması için gerekli olan enerjinin vergi dışı tutulup bu seviyenin üstünde kalan enerji tüketiminin artan oranlı bir biçimde vergilendirilmesidir. İkinci yöntem elde edilen karbon vergisi gelirlerinin yoksul kesimin en fazla yararlanacağı bir biçimde yeniden dağıtılmasıdır. Ancak bu yöntemin uygulamaya konulması saptırıcı etkisi yüksek olan vergilerin yerine karbon vergisini ikame etmek suretiyle vergi sisteminin etkinliğini artırma amacı ile çatışır ve enflasyon ve istihdam gibi makro-ekonomik değişkenler üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilir.

3. Çevre Üzerindeki Etkileri

Karbon vergilerine meşruiyet kazandıran en önemli neden bu vergilerin global ısınmaya yol açan karbondioksit emisyonunu azaltıcı bir etki oluşturmasıdır. Karbon vergilerinin emisyon azaltıcı etkisi vergi oranının yeterince yüksek olmasına, karbon içeriği yüksek olan enerji kaynaklarının diğer enerji kaynakları ile ikame edilebilir olmasına, enerji talebinin fiyatlardaki değişikliğe duyarlı (elastik) olmasına ve vergi gelirlerinin çevrenin korunmasına yönelik fon ve programlarda kullanılmasına bağlıdır. Karbon vergisinin çevre üzerinde olumlu etkilerde bulunması çeşitli faktörlere bağlıdır (Baranzini et al., 2000:406-407):

Ø      Karbon vergisi gelirleri, sürdürülebilir kalkınmayı sağlama ve global iklim değişikliğini önleme amacı doğrultusunda kullanılmalıdır. Bu amaçla elde edilen gelirlerin bir kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarını sübvanse etmek için kullanılabilir veya enerji tasarrufu sağlayan ve CO2 emisyonu salınmasına yol açmayan yenilenebilir enerji yatırımları ile araştırma-geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesinde kullanılabilir.

Ø      Karbon vergileri enerji zincirinin en üstünde yer alan ürünleri vergilendirmelidir. Bu durumda hem verginin uygulanma masrafı azalır hem de piyasaların fiyat değişikliklerine cevap verme kabiliyeti artar.

Ø      Verginin maliyetler üzerindeki etkisinin sürekli olması için vergi enflasyona endekslenmelidir.

Ø      Emisyon miktarında öngörülen indirimin gerçekleştirilebilmesi için emisyon miktarı dikkate alınarak vergi oranlarının ayarlanabilmesi gerekir.

© 2007, C.C.Aktan & İstiklal Y. Vural

Bu web sayfasındaki bilgiler Doç.Dr.İstiklal Y. Vural tarafından yazılan "Ekolojik Değişimin Kamu Maliyesine Yansıması: İklim Değişikliği, Sürdürülebilir Kalkınma ve Karbon Vergileri" başlığını taşıyan makale esas alınarak hazırlanmıştır. Sözkonusu makalenin canaktanWEB içerisinde yayını için yazarından izin sağlanmıştır.

Bu web sayfasındaki bilgilerden yararlanıldığında bilimsel araştırma etik ilkeleri gereğince kaynak gösterilmesi gerekir.  Bu web sayfasındaki metinlerin tamamı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası hükümleri gereğince yazarından yazılı izin alınmaksızın hiç bir şekilde kullanılamaz.