ÇIKAR VE
BASKI GRUPLARI
Günümüzde “demokrasi” olarak adlandırılan siyasal
yönetimlerde gerçekte “halkın egemenliği” değil, “çıkar ve
baskı gruplarının egemenliği” söz konusudur. Kimi zaman hükümetler,
sınırsız yetkileri elinde bulunduran siyasal güç odağı konumundadırlar.
Kimi zaman da parasal güç odağı olarak zenginler ve bunların kurdukları
dernek vs. organizasyonlar (iş veren sendikaları vb.) kendi istekleri
dahilinde siyasal iktidarları etkileyebilmektedirler. Enformatik güç
odağı olarak medya da kimi zaman demokrasi için ciddi bir tehlike
oluşturabilmektedir. Medya bir taraftan kendi isteği doğrultusunda
yanlış ve yalan yayınlarla vatandaşların tercihlerini
değiştirebilmektedir. Diğer taraftan, medyanın tekelleşme durumunda
olduğu ülkelerde, medya kuruluşları kolayca siyasal iktidar üzerinde
baskı oluşturarak çıkarlar temin edebilmekte ve seçmen tercihlerini
çarpıtabilmektedirler.
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI & HÜKÜMET-DIŞI
ORGANİZASYONLAR
Adına ister “çıkar grupları”, ister “sivil
toplum kuruluşları” ya da “hükümet-dışı organizasyonlar”
(non-governmental organizations) diyelim grup örgütlenmeleri
katılımcı-plüralist demokrasinin “sine quo non” unsurlarıdır.
Ancak asla gözden kaçırılmaması ve asla unutulmaması gereken soru şudur:
Acaba çıkar grupları, demokratikleşme sürecine katkılar sağlarken, aynı
zamanda demokrasiyi ve demokrasinin temel kurumlarını ne kadar
yozlaştırmaktadırlar ve tahrip etmektedirler?