NEO-KLASİK ORGANİZASYON VE YÖNETİM TEORİLERİ

Prof. Dr. Coşkun Can Aktan

 

Organizasyon ve yönetim teorisi alanındaki gelişmeler 1920’ler ve 1930’larda farklı boyut kazanmıştır. Klasik organizasyon teorilerinden farklı olarak bir kısım araştırmacılar organizasyonda insan faktörü ve insan ilişkileri üzerinde durmuşlardır. İnsan İlişkileri Okulu (Human Relations School) veya Davranış Bilimi Okulu (Behavioral School) olarak adlandırılan bu yönetim teorisine ilk katkılar Mary Parker Fullet (1868-1933), Chester Irwing Bernard (1886-1961) ve Elton Mayo (1880-1949) gibi insan ilişkileri ile uğraşan araştırmacılardan gelmiştir. Özellikle Mayo ve arkadaşlarının ABD’de Western Electric’de Hawthorne atölyelerinde personel üzerinde yaptığı deneyler bu konuda önemli bulgular olarak kabul edilmiştir. Mayo ve arkadaşlarının yaptığı araştırmalar Hawthorne Deneyleri ya da Hawthorne Bulguları olarak adlandırılmaktadır.

Neo-Klasik Yönetim Teorisi olarak adlandırılan yönetim teorisine insan ilişkileri okulu dışında İnsan Davranışları Okulu da 1950 ve 1960’lı yıllarda katkıda bulunmuştur. Frederick  A. Herzberg, Douglas Mc Gregor, Rensis Likert gibi araştırmacılar bu okula katkıda bulunanlar arasında sayılabilir.

Son olarak 1960 ve 1970’lerde organizasyon ve yönetim alanında Sistem Teorisi adı verilen yeni bir yaklaşım gündeme gelmiştir. British Tavistock Institute adı verilen bir merkezde çalışan araştırmacılar organizasyonun teknik, sosyolojik ve ekonomik faktörlerin bir bütünü olduğunu ifade etmişlerdir.

 

NEO-KLASİK YÖNETİM TEORİSİ

[İNSAN İLİŞKİLERİ VE DAVRANIŞ BİLİMİ OKULU]

(ABD’de insan ilişkileri ve insan davranışlarını analiz eden ve bu konuda deneyler yapan araştırmacıların geliştirdikleri yönetim felsefesi ve teorisi.)

  • Organizasyonda insan faktörüne ve insan ilişkilerine önem ve değer verilmesi.

  • Organizasyonda yüksek performans için sosyal ve psikolojik faktörlerin (iletişim, liderlik, motivasyon vs.) dikkate alınması.

  • Çalışanların yönetim kararlarına katılması.

  • Grup çalışması.

  • Çalışanlar ve yöneticiler arasında iletişim.

  •  İş zenginleştirmeye önem verilmesi.

  • İnsanlara yetki ve sorumluluk verilmesi ve sadece sonuçların denetlenmesi.

  • Çalışanların ücretlerinin iyileştirilmesi.

 

SİSTEM TEORİSİ

(1960     ve       1970’lerde geliştirilmiştir.

  • Organizasyon bir sistem bütünüdür.

  • Organizasyon teknik, sosyolojik ve ekonomik faktörlerin bir bütünüdür.

  • Organizasyon ve yönetimde; sosyoloji, psikoloji, ekonomi, çevre bilimi, teknoloji vs. disiplinlerden istifade edilmelidir.

 

 

 

 

 

Kaynak:

Coşkun Can Aktan, Değişim Çağında Yönetim, İstanbul: Sistem Yayıncılık, 2004.

Coşkun Can Aktan, Değişim ve Yeni Global Yönetim, İstanbul: MESS Yayını, 1999.