ÜRETİM KAYNAKLARI VE İNSAN
Prof.Dr.C.Can Aktan
Bir üretimin
gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan kaynakların bütününe “üretim
kaynakları”
veya “üretim faktörleri” adı verilir. Geleneksel üretim kaynakları
toprak, müteşebbis, sermaye ve emekden oluşur. Ancak son zamanlarda
iktisatçılar arasında “bilgi” nin de başlıca üretim kaynaklarından
birisi olduğu konusunda görüşbirliği oluşmuştur.
Organizasyonda mal ve hizmet üretimi için gerekli dört temel altyapıdan
sözedilebilir:
1.
Maddi altyapı.
Üretim için gerekli fiziki kaynaklar (bina, makine,
araç-gereç vs.) maddi altyapıyı
oluşturur. Maddi altyapı, aynı zamanda doğal ve fiziki kaynaklar olarak
adlandırılabilir.
2.
Finansal altyapı.
Üretim için gerekli mali kaynaklar (para vs.)
finansal altyapıyı
oluşturur. Finansal altyapıya yaygın olarak “sermaye” denilmektedir.
3.
Personel altyapı.
Üretim için gerekli işgücü
ve bu işgücüne istihdam olanağı sağlayan müteşebbis organizasyonun
personel altyapısını oluşturur. Personel altyapı, kısaca “insan
kaynakları” ya da “insan sermayesi” olarak da adlandırılmaktadır.
Yukarıdaki
ayrımı esasen şu şekilde de yapmak mümkündür: Maddi sabit sermaye (=
maddi altyapı), finansal sermaye (= finansal altyapı) ve insan sermayesi
(personel altyapı).
Kurumsal
altyapı.
Organizasyondaki, yapı,
sistem ve süreçlerin bütünü kurumsal altyapıyı oluşturur. Kurumsal
altyapı, organizasyondaki kural ve kurumlara verilen isimdir. Kurumsal
altyapı, aynı zamanda kurum kültürünün de temelini oluşturur.
Yukarıdaki
açıklamalarımızdan anlaşılacağı üzere bir organizasyonda üretim
yapabilmek için maddi, finansal, personel ve kurumsal olmak üzere
başlıca dört temel altyapıya gereksinim vardır. Bunların yukarıda da
belirttiğimiz üzere geleneksel olarak doğal ve fiziki kaynaklar,
sermaye, emek ve müteşebbis şeklinde sınıflandırıldığını biliyoruz.
İşveren ve işgören olarak organizasyondaki “insan” faktörü, “bilgi”
sayesinde üretimi gerçekleştirir. Bilgi, son yıllarda gerek iktisat,
gerekse yönetim bilimi uzmanlarınca en temel üretim kaynaklarından
birisi olarak kabul edilmektedir.
Organizasyon
içerisinde mal ve hizmet üretimi için gerekli kaynakları
bir başka açıdan da üç ana başlıkta toplayabiliriz:
Donanım
(Hardware)
Sistem (Software)
İnsan (Humanware)
Bu üç kaynak
olmaksızın ideal ve optimal bir üretimin gerçekleştirilmesinden
sözedilemez. Üretim için tek başına hiç bir kaynak yeterli değildir. Bu
üç kaynak organizasyonda üretim yapmak için gerekli “girdi” ler olarak
düşünülebilir. Girdilerin kaliteli olması, “çıktı” nın (üretimin) da
kaliteli ve verimli olması sonucunu doğurur. Konuyu bazı önermelerle
daha iyi bir şekilde ortaya koyabiliriz:
Tek başına
donanım hiç bir şey ifade etmez. En iyi makine, araç ve gerece sahip
olan bir organizasyonda eğer sistem (kurallar, kurumlar, kültür vs.)
ve insan faktörüne önem verilmemişse yüksek kalitede çıktı elde
edilmesi mümkün değildir.
Tek başına
sistem bir şey ifade etmez. Organizasyonda uyulması gerekli kuralların
açık, anlaşılır ve adil olması organizasyonel performansın artırılması
için gerekli, ancak yeterli değildir. Gerekli donanımın ve insan
kalitesinin de iyi olması gerekir.
Tek başına
insan da bir şey ifade etmez. Çok iyi eğitim almış, bilgi ve beceri
düzeyi oldukça yüksek bir kimseden istenilen verimin alınabilmesi için
organizasyon içi kuralların, yani sistemin çok iyi düzenlenmiş olması
ve aynı zamanda çalışma için gerekli yüksek kalitede araç ve gereçlere
sahip olunması gereklidir.
Özetle, ne
tek başına
donanım, ne tek başına sistem, ne de tek başına insan verimliliğin tek
belirleyici unsuru değildir. Yüksek performanslı organizasyonların
başarılarının sırrı her üç faktöre de önem vermelerinde yatmaktadır.
Önemle
belirtelim ki, sosyal bilimciler arasında “İnsan mı ? Sistem mi?”
tartışmaları uzun yıllardır devam etmektedir. Yukarıdaki açıklamalarımız
çerçevesinde, başarılı bir sonuca ulaşmak için hem insanın, hem de
sistemin çok iyi olması gerektiğini söyleyebiliriz.
|