MİKRO DÜZEYDE REKABET GÜCÜNÜ ARTTIRACAK TEDBİRLER

 

 

Rekabet gücünün arttırılması her şeyden firmaların kendi gayretlerinin bir sonucudur. Temel performans göstergelerinin iyileştirilmesi için öncelikle firmaların  bu amaçlara yönelik stratejiler belirlemeleri, aktif politikalar yürürlüğe koymaları ve kararlılıkla uygulamaları gerekmektedir.

Firmaların her şeyden önce değişen dünyanın yeni gerçeklerini yakından tanımaları, globalleşme sürecinin rekabetçi yapısına  uyum sağlayacak tedbirler almaları kaçınılmazdır. Dünyada ekonomik alanda değişim trendleri, organizasyonel değişimi  kaçınılmaz kılmaktadır. Bu bakımdan, firmaların öncelikle değişimi nasıl yöneteceklerini ve ne şekilde başaracaklarını öğrenmeleri gerekir. Bu çerçevede Değişim Yönetimi ya da Değişim Mühendisliği (reengineering) kavramları son yıllarda firmaların çok yakından izledikleri ve çaba içinde oldukları bir çalışma alanıdır.

Değişim mühendisliği, herhangi bir organizasyonda yapı, sistem, süreç ve uygulanan politikalarda hızlı ve radikal yeniden tasarım ve değişiklikler yapılarak organizasyonun daha yüksek bir performansa ulaşmasını ve bir atılımı gerçekleştirmesini amaçlayan yeni bir yönetim tekniğidir.[i] Bir başka ifadeyle, değişim mühendisliği bir atılım (breakthrough) stratejisi ile organizasyonda performans düzeyini yükseltmek ve daha sonra bu performansın sürekliliğini sağlamak için geliştirilmiş bir yeni yönetim tekniğidir.

Günümüzde genel kabul gören yeni global yönetim anlayışının  beş temel boyut üzerine inşa edildiğini söylemek mümkündür. Bunlar; Kalite, Strateji, Sinerji, İnsan ve Bilgi’dir. Kalite, son yıllarda yönetim alanında en çok konuşulan kavramların başında gelmektedir. Kalite konusunda ABD ve Japonya’daki çalışmaların sentezi neticesinde Toplam Kalite Yönetimi adı verilen bir yeni yönetim anlayışı ortaya çıkmıştır.

Yine özellikle 1990’lı yıllardan itibaren strateji kavramının ve buradan hareketle Stratejik Yönetim adı verilen bir yeni yönetim anlayışının organizasyonlarda giderek önem kazandığını  görüyoruz. Giderek artan rekabet ve bunun getirdiği fırsatlar, tehlikeler ve riskleri önceden öngörebilmek ve doğru strateji seçimleri yapabilmek için stratejik yönetim anlayışının tüm organizasyonlarda uygulanması önem taşımaktadır. 

Sinerji, yeni global yönetim felsefesinde önem kazanan bir diğer kavramdır. Sinerji, bütünün parçalarının toplamından daha fazla olması anlamında kullanılmakta ve organizasyondaki tüm kaynakların ortak bir amaca yöneltilmesini ifade etmektedir. Sinerjik Yönetim, organizasyondaki lider, insan, sistem ve donanım kaynaklarının bir arada düşünülmesinin önemi üzerinde durmaktadır.

Yeni yönetim anlayışının diğer iki önemli boyutu  “insan” ve “bilgi” dir. Son yıllarda İnsan Kaynaklarının Yönetimi ve Bilgi Yönetimi  alanında insan ve bilgi kaynaklarının nasıl en iyi şekilde yönetileceği irdelenmektedir.

Yönetimin bu beş boyutunu açıkladıktan sonra organizasyonel değişim alanında yararlanılabilecek başlıca  yeni yönetim tekniklerini kısaca özetlemeye çalışalım.

Toplam Kalite Yönetimi: Organizasyonda insan, sistem, yönetim ve ürün kalitesinin bir arada sürekli olarak geliştirilmesi; kalite geliştirme, kalite planlama ve kalite kontrol çalışmalarının yapılması, kalite standartlarını oluşturulması.

İstatistiksel Süreç Kontrolü: Organizasyonda sürekli gelişme ve kaliteyi artırmak için istatistiksel süreç kontrolü tekniklerinden (Pareto diyagramı; süreç akış diyagramı; karar akış diyagramı; neden-sonuç diyagramı vs.) yararlanılması.

Tasarımda Kalite: İlk defada doğru yapmak ve sıfır hata idealine ulaşmak için ürünün ilk tasarımından başlayarak tüm aşamalarda kalitenin sağlanması.

Benchmarking: Organizasyondaki stratejilerin, sistem ve örgüt yapısının, süreçlerin ve diğer tüm uygulamaların başka organizasyonlarla kıyaslanarak “en iyi uygulamaların” bulunması ve organizasyona uyarlanması.

Optimal Organizasyon Büyüklüğü (Rightsizing) ve Organizasyonel Küçülme (Downsizing):   

-Optimal büyüklükte üretimde bulunma.

-Büyük bir organizasyon yapısı yerine daha küçük organizasyonel birimlere bölünerek faaliyet gösterme.

Dış Kaynaklardan Yararlanma (Outsourcing): Organizasyonun her işi kendisi yapması yerine asıl faaliyet alanı dışındaki işleri dış firmalara yaptırması.

Esnek Üretim: Kütlesel üretim yerine bir malı istenilen miktarda zamanında üretme: Tam Zamanında Üretim (JIT).

Yalın Organizasyon Modeli: Organizasyon yapısının sadeleştirilmesi ve basitleştirilmesi; dikey organizasyon yapısı yerine yatay organizasyon yapısının oluşturulması; gereksiz ve katma değer yaratmayan kademeler, fonksiyonlar ve süreçlerin  kaldırılması.

Kademe Azaltma: Organizasyondaki yönetim kademelerinin azaltılması; işe karar veren ile uygulayan arasındaki kademelerin mümkün olduğu ölçüde ortadan kaldırılması.

Çalışanları Güçlendirme: Çalışanlara yetki ve sorumluluk devredilmesi; çalışanların karar alma sürecine katılması; ekip çalışmasına önem verilmesi; çalışanların motivasyonu ve ödüllendirilmesi; çalışanların organizasyonda pay sahibi olması (ESOP) ve saire.

Otomasyon: Organizasyonda rutin işlerin mümkün olduğu ölçüde robotlara ve bilgisayarlı makinelere yaptırılması.

Sürekli Eğitim: Sürekli eğitime; bilgi ve beceri kazandırmaya önem verilmesi.

Otokontrol: Organizasyonda multi-fonksiyonel ekip çalışmasına önem verilerek denetim ve kontrollerin ekip içinde çalışanların birbirlerini kontrol etmeleri şekline dönüştürülmesi; denetim kadrolarının fazla şişirilmemesi.

Kaizen (Sürekli Gelişme): Organizasyonda iyileştirme çalışmalarının sürekli olması; sürekli eğitim, sürekli bilgi ve beceri kazandırma, sürekli araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılması.

Toplam Verimli Bakım: Organizasyonda malzeme, enerji, ekipman ve personel ile ilgili kayıpların ortadan kaldırılması için bakım ve onarım çalışmalarının planlı ve düzenli bir şekilde yapılması.


 

Kaynak: C.C.Aktan, "Türkiye'de Üretim ve İstihdama Yönelik Ulusal Rekabet Gücü Politikası", (TİSK tarafından düzenlenen  İstihdam Yarışması'nda mansiyon ile ödüllendirilen çalışma.) Çalışma TİSK tarafından 2003 yılında yayınlanmıştır. Bkz: http://www.tisk.org.tr