GELENEKSEL DEVLET FELSEFESİNE KARŞI YENİ DEVLET FELSEFESİ

Prof.Dr.Coşkun Can Aktan

 

 

ESKİ DEVLET FELSEFESİ

YENİ DEVLET FELSEFESİ

KUVVETE DAYALI DEVLET

SOSYAL SÖZLEŞMEYE DAYALI DEVLET

Kuvvet teorisine dayalı olan bu devlet felsefesine göre devlet, kuvvetlinin kuvvetsize kabul ettirdiği düzenin adıdır. Devlet, her zaman kuvvetlinin egemenliğine dayalıdır ve kuvvetsiz olanlar bu kuvvete boyun eğerler. Eski çağlardan günümüze değin devlet yönetiminde kuvvetin egemen olduğu bilinmektedir.

Sosyal sözleşme teorisine dayalı olan bu devlet felsefesine göre devlet; sosyal uzlaşmaya ve sözleşmeye dayalı bir kurum olmalıdır. Devletin meşruiyeti için ilk ve temel koşul sosyal konsensus’dur. Devletin gücünün kaynağı insanlardır. Vatandaşlar ile devlet arasında sosyal düzenin temel ilkeleri üzerinde diyalog ve uzlaşmaya dayalı bir resmi kontrat ( sözleşme) mevcut olmalıdır.

MÜLK DEVLETİ/ TANRI DEVLETİ

HUKUK DEVLETİ

Mülk devleti; Ortaçağın derebeylik anlayışına dayalıdır. Ortaçağda toprak mülkiyetini elinde bulunduran derebeyler ve kilise, devleti temsil ediyordu. Mülk devleti anlayışında, belirli bir toprak parçası üzerinde ”egemenlik” kuran, o toprağın sahibi olarak kabul ediliyordu.. Tanrı devleti anlayışında ise, egemenliği elinde bulunduranların sahip olduğu yetkiler, mülk devleti anlayışında olduğu gibi sahip olunan mülkiyete değil, ilahi ( tanrısal) bir güce bağlanıyordu. Her iki devlet anlayışında da yönetimin güç ve yetkileri hukuka ve yargısal denetime tabi değildi.

Hukuk devleti; yönetimin hukuk kuralları ile bağlı olması ve bu kurallar içerisinde yürütülmesidir. Hukuk devletinde yönetim, güç ve yetkilerini mülk devleti ve Tanrı devletinde olduğu gibi takdire dayalı olarak kullanamaz. Yönetimin eylemleri yargısal denetime tabidir. Hukuk devleti, Kanun Devleti’nden farklıdır. Kanun devleti, bir ülkede evrensel hukuk kuralları ile bağdaşmayan yasa ve mevzuatların yürürlükte olması demektir . Kanun devletinde her ne kadar yasalar var ise de bunlar evrensel hukuk normlarına ve standartlarına uygun değildir.

OTOKRATİK DEVLET

DEMOKRATİK DEVLET

Otokratik devlet anlayışında egemenlik bir kişiye (monarşik devlet) ya da bir zümreye (oligarşik/aristokratik devlet) aittir. Monarşik devletlerde egemenlik bir kişinin şahsında toplanmıştır. Mutlak monarşilerde kralın yetkileri sınırsızdır. Meşruti monarşilerde ise bir hükümdarın (kral, imparator vs.) başkanlığı altında parlamento yönetimi sözkonusudur. Oligarşik devletlerde ise yönetim bir grubun ya da zümrenin elindedir.

 

Demokratik devlet, egemenliğin halka ait olması demektir. Demokratik devlet kısaca halk egemenliğine dayalı devleti ifade eder. Günümüz açısından demokratik devlet, halkın gerçek tercihlerini mümkün olduğu ölçüde yansıtacak bir temsili demokrasi ile eş anlamlıdır. Aynı şekilde demokratik devlet, halkın yönetime katılımını sağlamaya imkan verecek uygulamaları (referandum, halkın yasa teklifi, halk vetosu vs.) içermelidir.

KUVVETLER BİRLİĞİNE DAYALI DEVLET KUVVETLER AYRILIĞINA DAYALI DEVLET

Yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin bir elde toplanması “kuvvetler birliğine dayalı devlet” yönetimini ifade eder. Bu devlet anlayışında “iktidarın (kuvvetin) bölünmezliği” ilkesi esastır. Bu ilke demokratik olmayan devletlerde geçerlidir.

 

Yeni devlet anlayışında yasama, yürütme, ve yargı organları birbirinden ayrılmıştır. Kuvvetler ayrılığı ilkesinde ” kanun yapma” (yasama) ile “ hükümet etme” (yürütme) yetkilerinin birbirinden ayrılması ve her ikisinin de “ bağımsız mahkemeler” ( yargı) kanalıyla denetime tabi tutulması savunulur.

ANAYASALI DEVLET

ANAYASAL DEVLET

Anayasalı devlet; sembolik ve temenniden öteye geçmeyen bir anayasaya sahip olan devlet düzenini ifade eder. Anayasalı devlet düzeninde mevcut bir anayasa olmasına karşın, bu anayasa içerisinde devletin güç ve yetkileri sınırlandırılmamış; birey hak ve özgürlükleri etkin bir şekilde güvence altına alınmamıştır.

 

Anayasal devlet; çoğulcu, temsil ve katılıma dayalı, azınlığın haklarının çoğunluk haklarına feda edilmediği, parlamentonun ve siyasal iktidarın güç ve yetkilerinin sınırsız olmadığı, hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu, bireylerin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı bir devlet düzenidir.

TEMSİLİ VEKALETE DAYALI DEVLET

SINIRLI VEKALETE DAYALI DEVLET

Bu devlet anlayışında halk seçim ve oylama mekanizması aracılığıyla yöneticilerine “temsili vekalet” ile yönetme yetkisini verir. Ancak halk, seçim döneminde verdiği sözleri yerine getirmeyen ve görevini kötüye kullanan iktidarı görevinden uzaklaştıramaz. Bir başka ifadeyle, halkın vekaleti geçersiz kılma hakkı yoktur. Halk ancak gelecek seçimlerde tekrar temsilcilerini seçme ve vekalet devretme hakkına sahiptir.

 

Yeni devlet anlayışında temsili vekalet değil “ sınırlı vekalet” savunulur. Egemenliğin gerçek sahibi olan halk, temsilcilerine kendilerini yönetmeleri için bir vekalet vermektedir. Halk, temsilcilerine seçim yoluyla verdiği vekalet içerisinde vekillerinin anayasada belirtilen çerçevede güç ve yetkilerini kullanmalarını istemektedir. Yöneticilerin hukuk kurallarını ihlal etmeleri halinde emredici sınırlı vekaletin gereği, yönetenler azledilebilirler. Geri Çağırma (Recall) hakkı bu konuda örnek olarak verilebilir.

MERKEZİYETÇİ DEVLET

ADEM-İ MERKEZİYETÇİ DEVLET

Merkeziyetçi devlet; devletin görev ve fonksiyonlarının önemli bir kısmının veya tamamının, merkezi yönetim elinde toplanmasını ifade eder. Merkezi devlet, hem hizmetlerin önemli bir kısmını sunar, hem de mali kaynakların önemli bir kısmını kendisi kullanır.

 

Merkezi yönetimin görev ve fonksiyonlarının diğer yönetim birimlerine (yerel yönetimler, taşra kuruluşları, gönüllü kuruluşlar vs.) devredilmesi “adem-i merkeziyetçi devlet” olarak ifade edilmektedir. Yeni devlet; idareler arasında hem hizmet,hem de gelir bölüşümünün yapılmasını savunmaktadır.

VESAYETÇİ DEVLET

ÖZERK DEVLET

Üniter devlet yapısında merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerinde, federal devlet yapısında ise federal devletin federe devletler ve yerel yönetimler üzerinde aşırı müdahaleleri ve kontrolleri sözkonusu olabilir. Bu devlet yapısı Vesayetçi Devlet olarak adlandırılmaktadır.

 

Yeni devlet yaklaşımı gerek üniter, gerekse federal devlet yapısında özerk devleti savunur. Yerel yönetimler ve federe devletler idari ve mali yönden özerk olmalıdırlar. Özerk devlet anlayışında “Yerel Özerklik” anayasada güvence altına alınır.

HİYERARŞİK DEVLET/DİKEY DEVLET

KATILIMCI DEVLET / YATAY DEVLET

Geleneksel devletin organizasyon yapısı hiyerarşik ve dikey özelliktedir. Yönetim kademeleri ve yönetici ile çalışanlar arasında hiyerarşik ilişki vardır. Kamu yönetiminde emir, talimat ve itaata dayalı bir iletişim sözkonusudur.

 

Yeni Devlet, hiyerarşik/dikey organizasyon yapısının yerine katılımcı ve yatay organizasyon yapısını savunur. Yeni devlet anlayışında yeni organizasyon ve yönetim felsefesinde savunulan Toplam Katılım Yönetimi esas alınmaktadır.

KAYIRMACI DEVLET

MERİTOKRATİK DEVLET

Kayırmacı devlet; personelin istihdamında, ilerleme ve yükseltilmesinde liyakat sisteminin geçerli olmadığı bir devlet anlayışıdır. Kayırmacı devlette “adam kayırmacılık” yaygındır. Bu akraba kayırmacılık, eş-dost kayırmacılık ve siyasal kayırmacılık (partili kimselerin kayırılması) vs. şekillerde olabilir. Özetle, kayırmacı yönetimde torpil geçerlidir.

 

Yeni devlet, liyakata dayalı bir yönetim anlayışını (meritokrasi) benimser. Meritokratik yönetimde işe en uygun kişinin seçilmesi esasdır. Başka bir ifadeyle, meritokratik devlet, kamu yönetimine daha bilgili ve yetenekli kimselerin seçilmesi ve yine hizmet içinde ilerleme ve yükselmelerde bilgi, beceri, yetenek, başarı vs. kriterlerin ön plana alınması demektir. Özetle, meritokratik devlet anlayışında kayırma sistemi değil, liyakat sistemi geçerlidir.

TOTALİTER DEVLET/OTORİTER DEVLET

ÖZGÜRLÜKÇÜ DEVLET/LİBERAL DEVLET

Bireysel hak ve özgürlüklerin sözkonusu olmadığı ya da önemli ölçüde sınırlandırılmış olduğu devlet sistemlerini totaliter veya otoriter devlet olarak adlandırmak mümkündür. Bu tür devlet sistemleri Despot Devlet, Tirani Devlet, Baskıcı Devlet olarak da adlandırılabilir.

 

Özgürlükçü Devlet ya da Liberal Devlet; bireysel hak ve özgürlükleri koruyan ve güvence altına alan bir devlet anlayışını ifade eder. Bu devlet anlayışında, devletin varlık sebebi (raison d’etre) bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunmasıdır.

KUTSAL DEVLET/FAŞİST DEVLET

BİREYCİ DEVLET/BİREY MERKEZLİ DEVLET

Kutsal Devlet anlayışında “birey, devlet ve toplum için vardır.” ilkesi geçerlidir. Birey ve hakları, devlete ve topluma her zaman feda edilebilir. Faşizm, esasen kutsal devlet anlayışının geçerli olduğu bir rejimin adıdır.

 

Bireyci devlet felsefesine göre “birey devlet için değil, devlet birey için vardır.” Kutsal olan devlet değil, insandır ve onun hak ve özgürlükleridir. Devlet, bireyin (insanın) temel özgürlüklerinin korunması için oluşturulmuş bir kurumdur.

SOSYALİST DEVLET [EMREDİCİ MERKEZİ PLANLAMAYA DAYALI DEVLET ] PİYASA VE FİYAT MEKANİZMASINA DAYALI DEVLET

Sosyalist devlet; üretim faktörlerinin devlet mülkiyetinde olduğu ve iktisadi faaliyetlerin merkezi bir otorite tarafından planlandığı bir devlet sistemidir. Sosyalist devlet anlayışında özel mülkiyet değil, kamu mülkiyeti / kollektif mülkiyet sözkonusudur. Üretim ve fiyatlar merkezi bir planlama bürosu tarafından tespit edilir.

 

Yeni devlet anlayışında, devletin piyasa ekonomisinin işleyişine ve fiyat mekanizmasına müdahaleleri ancak gerektiğinde ve çok sınırlı düzeydedir. Devlet, özel mülkiyete dayalı serbest teşebbüs sisteminde piyasaya ve fiyatlara ilke olarak müdahalelerde bulunmaz. İktisadi faaliyetleri düzenleyen merkezi bir örgüt değil, fiyat mekanizmasıdır.

KORPORATİF DEVLET/SENDİKALİST DEVLET

ÖZEL MÜLKİYETE DAYALI DEVLET

Korporatif Devlet, korporatif mülkiyete dayalı bir iktisadi sistemdir. Korporatizm, bir işveren olarak devlet ile işçiler arasında üretimde işbirliğini, dayanışmayı ve paylaşmayı öngören bir mülkiyet sistemidir. Sendikalist devlet ise sendikalizmi savunur. Bu devlet sisteminde iktisadi faaliyetlerin kısmen veya tamamen işçi sendikaları tarafından yürütülmesi esasdır. Sendikalizmde “konfederasyon mülkiyeti” sözkonusudur. Her iki devlet sisteminde de “özyönetim” adı verilen bir yönetim modeli savunulur.

 

Yeni devlet anlayışında özel mülkiyete dayalı bir piyasa ekonomisi benimsenmektedir. Devletin temel görevlerinden birisi; özel mülkiyet haklarını güvence altına almak ve korumaktır. Yeni devlet anlayışında devlet mülkiyeti, korporatif mülkiyet, konfederasyon mülkiyeti gibi ortak mülkiyet modelleri hiç bir zaman özel mülkiyete tercih edilmez. Özel mülkiyete dayalı devlet anlayışında bireylerin mülkiyet hakkı ve özgürlüğü anayasada güvence altına alınır.

DİNE DAYALI DEVLET/TEOKRATİK DEVLET

LAİK DEVLET

Teokratik devlet yönetiminde dinsel kurallar ve normlar geçerlidir. Devlet kutsal kitaplar ve buna bağlı diğer yardımcı kaynaklar ve normlar içerisinde yönetilir. Örneğin, Şeriat Devleti, tamamen İslam Hukuku kurallarına göre yönetilmesi arzu edilen bir devlet anlayışını ifade eder.

 

Laik devlet; din ile devlet yönetiminin birbirinden tamamen ayrılmasını savunan bir devlet anlayışıdır. Devlet, dinsel kurallara göre yönetilmez. İnsanlar, bir arada düzen içerisinde yaşamaları için gerekli kuralları ve normları kendileri oluştururlar.

DİNE DESTEK VEREN DEVLET

TARAFSIZ LAİK DEVLET

Dine destek veren devlet anlayışında, devlet dinsel kurallarla yönetilmez, fakat devlet belirli bir dine çeşitli şekillerde destek sağlar. Belirli bir din, devlet tarafından “resmi din” olarak ilan edilebilir. Devlet belirli bir dine ve/veya mezheplere parasal destek sağlayabilir.

 

Tarafsız laik devlet anlayışında din, birey ile Tanrı (sı) arasındaki özel bir ilişkidir. Devlet, bireylerin inanç alanlarına hiç bir şekilde müdahale etmez. Devlet toplumdaki tüm dinlere tarafsız olarak davranır. Devlet, din ve mezheplere doğrudan veya dolaylı olarak destek olmaz.

YEREL/MİLLİ DEĞERLERE DAYALI DEVLET

EVRENSEL/GLOBAL DEĞERLERE DAYALI DEVLET

Geleneksel devlet anlayışında yerel ve milli değerler ön plandadır. Bu devlet anlayışında “Batı adetleri bize uymaz” şeklinde ifade edebileceğimiz değer yargıları hakim olabilmektedir. Gelenekler, örf ve adetler evrensel değerlere karşı genellikle şüpheci olabilmektedir. Bu devlet anlayışında “evrensellik” ilkesi, “millilik” ilkesinin daima gerisinde kalabilmektedir.

 

Yeni devlet anlayışında yerel/bölgesel /milli değerlerle birlikte evrensel/global değerler hakimdir. Yeni devlet anlayışında her ülkenin ve milletin sahip olduğu, kültür, gelenek, örf ve adetlere saygı duyulur. Ancak bu devlet anlayışında tabuların ve geleneklerin kölesi olunmaması, dogmatizm ve bigotizmin dar sınırlarının aşılması gerektiği savunulur. Devlet yönetiminde ve sosyal düzende “evrensel kurallar” hakim olmalıdır.

ULUS DEVLET

ÇOĞULCU DEVLET/PLÜRALİST DEVLET

Ulus Devlet (Milli Devlet) varlığını tek bir ulusa dayandıran devlettir. Ulus Devlet anlayışında “ulus” kavramı ön plandadır. Bu devlet anlayışında bir toprak üzerinde yaşayan halkın ırk, din, dil ve kültür bütünlüğü esas alınır ve bu çerçevede resmi kimlik ve resmi ideoloji oluşturulur. Ulus devlet anlayışında devlet politikaları din,dil ve kültür üzerinde doğrudan ve/veya dolaylı olarak etkide bulunur. Kültürel kimlikler üzerinde baskı, benzetme (asimilasyon) tecrit (isolasyon) politikaları ile sömürü yapılabilir.

 

Yeni devlet anlayışı geleneksel ulus devlet anlayışını reddeder. Bir ülkede yaşayan insanlar üzerinde hangi milletten olurlarsa olsunlar, hangi dine bağlı olurlarsa olsunlar, hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar, devlet baskısı ile resmi ideoloji yerleştirilmeye çalışılmaz. Etnik, kültürel ve dinsel farklılıklar hoşgörü ile karşılanır ve bu kültürel zenginlik olarak kabul edilir.

ULTRA-NASYONALİST DEVLET/IRKÇI DEVLET

ENTERNASYONALİST DEVLET

Ultra-nasyonalist devlet; aşırı milliyetçiliğin ve ırkçılığın hakim olduğu bir devlet yapısını ifade eder. Alman Nasyonal Sosyalizmi (Nazizm) aşırı ve saldırgan devlet milliyetçiliğinin tarihi bir örneğidir. Ultra-nasyonalist devlet anlayışında bir milletin veya ırkın diğerlerinden üstünlüğü savunulur.

 

Enternasyonalist devlet; insanlar arasında cinsiyet ırk, din, dil, etnik köken itibariyle ayırımcılık yapılmasını reddeder. Entarnasyonalist devlet, uluslar arasında dayanışma, hoşgörü, barış ve işbirliğini savunur.

MÜDAHALECİ DEVLET

HAKEM DEVLET

Müdahaleci devlet; piyasa başarısızlıklarını ve yetersizliklerini telafi etmek için devletin aktif olarak ekonomiye müdahale etmesini ve sorunları çözüme kavuşturmasını savunur. Keynezyen iktisadi düşünce, esasen müdahaleci devlet anlayışını temsil etmektedir. Bu yaklaşımda devlet tüm iktisadi sorunlarının çözüm aracı olarak ele alınır.

 

Yeni devlet anlayışında devlet, piyasa ekonomisinde oyuna direkt müdahalede bulunmayan, sadece oyunun kurallarını oluşturan bir konumdadır. Yeni devlet anlayışında piyasa başarısızlıklarına ve yetersizliklerine devletin ancak gerektiğinde ve sınırlı ölçüde karışması ve sorunlara piyasa ekonomisi içinde çözümler bulunması savunulur.

TEKECİ DEVLET

REKABETİ GELİŞTİRİCİ DEVLET

Geleneksel devlet anlayışında, ölçek ekonomilerinin sözkonusu olduğu sektörlerde (enerji,haberleşme, ulaştırma, vs.) devlet genellikle “yasal tekel” imtiyazına sahiptir. Tekelci Devlet geçerlidir.

 

Yeni devlet anlayışı, tekel (monopol) piyasasını tamamen reddeder. Devletin hiç bir alanda tekel konumunda olmaması gerektiği savunulur. Devletin temel görevlerinden birisi rekabet hukukunun oluşturulması ve rekabetin fonksiyonel işlerliğini sağlamaktır.

MİNİMAL DEVLET/ULTRA-MİNİMAL DEVLET

SINIRLI DEVLET/ÇERÇEVE DEVLET

Minimal Devlet, ya da Ultra-Minimal Devlet yaklaşımları devletin görev ve fonksiyonlarının sadece savunma, adalet ve diplomasi ile sınırlandırılmasını ve bunlar dışında devletin bir görev üstlenmemesini savunmaktadır.

 

Yeni devlet felsefesi, devletin müspet görevlerinin ve fonksiyonlarının zaman, mekan ve sosyo-ekonomik şartlara göre değişebileceğini kabul eder. Bununla birlikte devletin görevleri esasen sınırlı olmalıdır.

BABA DEVLET/PATERNALİST DEVLET

SORUMLU DEVLET

Baba Devlet ya da Paternalist Devlet anlayışı, devletin tüm vatandaşlarının can ve mal güvenliklerinin sağlanması dışında, onların refah düzeylerinin artırılmasını ve her türlü sorunlarına çözümler bulunmasını savunur. Devlet, vatandaşların her sorununa çözümler bulmalı ve onların yardımlarına koşmalıdır. Devlet, özürlüler, yaşlılar vb. kimseler dışında ihtiyacı olan herkese el uzatmalıdır.

Yeni devlet; aşırı paternalizmi reddeder. Yeni devlet anlayışına göre devlet tüm sorunların çözümü olamaz . Devletin temel görevi vatandaşların can ve mal güvenliklerinin sağlanması ve adaletin teminidir. Bunun dışında devlet, ancak gözetilmeye ve korunmaya muhtaç kimseler için sosyal önlemler almalıdır. Devletin sorumluluğu esasen sınırlı olmalıdır. Her şeyi devletten bekleyen aşırı bir paternalizm anlayışı yanlıştır.

MÜTEŞEBBİS DEVLET

KATALİZÖR DEVLET

Müteşebbis devlet; piyasa ekonomisinde tüm sektörlerde faaliyet gösteren devlet anlayışını ifade eder. Müteşebbis devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri vasıtasıyla piyasa ekonomisinde faaliyet gösterir. Müteşebbis devlet mal ve hizmetleri üreten ve sunan bir konumdadır.

Yeni devlet, mal ve hizmetleri bizzat sunan bir kurum olmak yerine piyasa kanalıyla hizmetlerin sunulmasını kolaylaştıran (katalizör) konumdadır. Bir başka ifadeyle, katalizör devlet anlayışında mümkün olduğunca mal ve hizmetlerin piyasa ekonomisi kanalıyla sunulması savunulur.

SOSYAL REFAH DEVLETİ

SINIRLI VE SORUMLU DEVLET

Refah devleti; sosyal refahın optimizasyonu amacıyla devletin ekonomiye aktif ve kapsamlı müdahalelerde bulunmasını öngören bir devlet anlayışıdır. Refah devleti anlayışı; müdahaleci, düzenleyici, yönlendirici, girişimci ve yeniden dağıtıcı fonksiyonlara sahip bir devleti savunur.

Sınırlı devlet; devletin güç ve yetkilerinin ve bununla birlikte görev fonksiyonlarının sınırlandırılmasını ifade eder. Sınırlandırılmamış devlet, siyasi ve iktisadi sorunların çözümü olmak yerine sorunları daha da ağırlaştırır. Sosyal amaçlı transferlerin de sınırlandırılması gerekir.

RANTİYECİ DEVLET(RANT YARATAN DEVLET)

ÜRETİME YÖNELİK DEVLET

Geleneksel devlet; ekonominin tüm sektörlerinde aktif bir rol aldığından ve ekonomiye direkt müdahalelerde bulunduğundan bu durum bazı grupların devletten rant sağlaması sonucunu doğurur. Aşırı büyümüş bir devlette rantların miktarı da genişler.

Yeni devlet yaklaşımı özel teşebbüs sistemini ve üretim ekonomisini savunur. Devlet, önceden ilkeleri belirlenmiş şeffaf ve açık bir ortamda özel teşebbüsleri destekleyici teşvik tedbirlerini kullanabilir. Prensip olarak devlet, teşvik politikasını kullanmamalıdır.

AÇIK BÜTÇELİ DEVLET

DENK BÜTÇELİ DEVLET

Geleneksel devlet yaklaşımında devletin gelir ve giderleri arasında bir denge sözkonusu değildir. Devlet konjonktüre paralel bir bütçe politikası ( devri bütçe/ telafi edici bütçe) izler. Ayrıca, bütçeleme sürecinde önce giderler, sonra gelirler tespit edilir.

Yeni devlet; denk bütçe ilkesini savunur. Denk bütçe ilkesinden ancak savaş ve olağanüstü durumlarda vazgeçilebilir. Denk bütçe politikasının gerçek anlamda uygulanmaması durumunda , bütçe açığının, mutlaka anayasal normlarla sınırlandırılması gerekir.

GİZLİ DEVLET/ YASAKÇI DEVLET

AÇIK DEVLET/ ŞEFFAF DEVLET

Devlet yönetiminde gizlilik ve örtbasın hakim olması, insanların evrensel haklarının kısıtlanması ve / veya yasaklanması geleneksel devlet yapısında oldukça yaygındır.

Açık devlet; vatandaşların devlet yönetimi ile ilgili olarak bilgi edinme ve bilgiye ulaşabilme haklarının anayasal ve yasal normlarla güvence altına alındığı bir devlet yapısını ifade eder. Yönetimde açıklık, şeffaf devletin temel ilkesidir.

OTARŞİK DEVLET

GLOBAL DEVLET

Otarşik devlet; “kendi kendine yeterliliği” benimseyen ve dış dünyaya tamamen kapalı bir devlet yapısını ifade eder. Bu devlet anlayışında yerli sanayiyi sürekli korumayı amaçlayan içe-dönük ithal ikameci bir sanayileşme stratejisi savunulur.

Global Devlet; uluslararası siyasi ve ekonomik ilişkilere önem veren, uluslararası rekabete kenetlenmeyi ve dünya ekonomisi ile bütünleşmeyi hedef alan bir devlet yapısını ifade eder.

BÜROKRATİK DEVLET/KIRTASİYECİ DEVLET

KALİTELİ DEVLET

Geleneksel devlet; bürokratik ve kırtasiyeci bir yapıdadır. Aşırı kuralcılık hakimdir. Devlet genellikle kaliteli olmayan mal ve hizmetler sunmaktadır.

Yeni devlet anlayışı; özel yönetim alanında geliştirilen toplam kalite felsefesinin kamu yönetiminde de etkin bir şekilde uygulanmasını savunur.

GÖREV VE KURALLARA DAYALI DEVLET

MİSYONA DAYALI DEVLET

Geleneksel devlet anlayışında devlet yönetiminde görev ve kurallar içerisinde hareket etme alışkanlığı vardır. Weberyen bürokratik yönetim modeli esasen görev ve kurallara dayalı devleti ifade eder. Bu devlet anlayışında amaca ulaşmaktan çok, görevin ve hizmetin yasalar ve kurallar dahilinde yapılıp yapılmadığı önem taşır.

Yeni devlet anlayışında, devlet yöneticileri ve çalışanları amaçlarını ve misyonlarını gerçekleştirmeye çalışırlar. Misyon müşterilere daha iyi, daha kaliteli, daha ucuz mal ve hizmet sunmaktır. Bu devlet anlayışında kural ve prosedürlerden ziyade sonuç önem taşır.

MUHAFAZAKAR DEVLET/ STATÜKOCU DEVLET

REFORMCU DEVLET

Mevcut kurulu düzenin (statükonun) iyileştirilmesi için reformlara engel olan devlet ve bürokrasi yapısı Muhafazakar ya da Statükocu Devlet olarak adlandırılabilir. Siyasal iktidar ve bürokrasi sahip olduğu güç ve yetkiyi genellikle koruma eğilimindedir ve gerçek anlamda değişim ve reformun yapılmasında samimi ve cesur değildir.

Yeni devlet yaklaşımı; devlet yönetimindeki sorunların çözümü ve dış dünyadaki gelişmelere (globalleşme,bölgeselleşme vb.) ayak uydurulabilmesi için değişim ve reformu savunur. Yeni devlet anlayışı tedrici değişimi değil, radikal değişimi, atılımı ve sürekli gelişmeyi ( kaizen) savunur.