REKABET POLİTİKASININ AMACI  coşkun c. aktan & istiklal y. vural

Rekabet politikası, piyasa sisteminin işleyişine, yani rekabete işlerlik ve geçerlilik kazandırmak, tüketicileri rekabeti bozucu uygulama, oluşum ve politikalara karşı korumak  ve verimliliği artırmak yoluyla tüketici refahını ve ulusal firmaların yabancı rakiplerine kıyasla rekabet güçlerini azamileştirmek için devletin aldığı her türlü önlem olarak tanımlanabilir (Bannock, Baxter ve Davis, 1992:80). Dolayısıyla rekabet politikasının amacı, bir yandan rekabeti artırmak ve ekonomik etkinliği azamileştirmek; öte yandan, piyasa ekonomisinin fonksiyonel işlerliğini sağlamaktır (Erkan, 1987:174). Bu politika, öncelikle enerji, posta, telekomünikasyon ve demiryolu gibi doğal tekel niteliğinde olan ve bu nedenle özel kesimin sermaye, bilgi, tecrübe ve teknolojik donanım yetersizliği nedeniyle üretimde bulunamadığı veya tekelleşme eğiliminin yüksek olduğu endüstrilerde rekabeti sağlayacak ve tüketicileri koruyacak düzenlemelerde bulunmayı içerir. Daha önceleri devlet tarafından sunuldukları halde özelleştirmeler sonucu özel kesimin faaliyetlerine açılan ya da korumacılık uygulamalarının gevşetilmesi veya ortadan kaldırılması sonucu dış rekabete açılan endüstriler, rekabet politikası amaçları doğrultusunda çeşitli düzenlemelere tabi tutulabilir.

Teknolojik ilerlemeler ve iktisadi gelişme sonucunda doğal tekel niteliğinde olan endüstriler değişmekte ve bu özelliklerini yavaş yavaş kaybetmektedirler. Mesela, günümüzde mobil telefon, sabit telefon hatları ve işletmeciliğine ciddi bir rakip haline gelmiştir. Ancak, gelişen teknoloji, modern iletişim ve ağlara dayalı endüstriyel yapı firmaların bağlantı kurabilmesi ve temel hizmetlere ve önemli müşteri gruplarına erişimleri açısından yeni sorunlar ortaya koymaktadır. Birbiriyle kıyasıya rekabet eden çok sayıda firma söz konusudur ve piyasada yerleşik olarak faaliyet gösteren büyük firmaların rakip firmaların kendi ağlarına girmeleri ve mevcut ve potansiyel müşterileriyle temas kurmalarına izin vermeleri için geçerli bir sebep ya da en azından çıkarları yoktur.

Rekabet politikasının başlıca fonksiyonlarını şu şekilde özetleyebiliriz. İlk olarak, rekabetin ortadan kalkması veya serbest piyasa düzeninden sapmaların olması durumunda tüketicilerin refahında azalma meydana geleceği ve risk almayı seven, saldırgan stratejiler uygulayan, esnek ve yeniliklere açık yeni ve küçük firmaların piyasaya girmelerini ve böylece orta ve uzun vadede ekonominin bir bütün olarak rekabet gücünün artmasını sağlayacak firmaların piyasaya girişi engelleneceği için piyasada rekabet koşullarına işlerlik kazandırılmasında kamu yararı söz konusudur ve bu nedenle rekabet politikası uygulamalarına başvurulabilir.

Rekabet politikası, ikinci olarak rekabeti azaltan firmalar-arası anlaşmaların engellenmesine yönelik önlemleri kapsar. Tüketicilerin refah kaybına yol açan kartel veya  benzeri anlaşmaların engellenmesi bu politikanın temel unsurlarından biridir.

Rekabet politikası üçüncü olarak, hakim piyasa pozisyonunun kötüye kullanılmasının engellenmesine çalışır. Piyasada hakim bir pozisyon elde eden firmalar çeşitli stratejiler uygulayarak bu pozisyonlarını kötüye kullanmak isteyebilirler. Örneğin, rakiplerinin pazar payını azaltmak veya piyasa dışına itmek için fiyatları aşırı ölçüde düşürebilirler, rakiplerinin ihtiyaç duyduğu girdileri sunmayı reddedebilirler ya da tüketicileri paket halinde mal ya da hizmet almaya zorlayarak tüketici refahını azaltabilirler. Ancak, haksız rekabete yol açmayan nedenlerle yani üstün performans, yenilik ve icatlarda bulunma, üstün stratejiler takip etmek ve verimliliği artırmak gibi yollarla piyasada güçlü bir konuma sahip olan veya piyasa payını artıran firmalara karşı rekabet politikası ile tedbir alınması gerekmez. Zira bu şekildeki üstünlükler meşru ve yasal niteliktedir.

Rekabet politikası son olarak, şirket satın alma ve birleşmeleri yoluyla piyasada tekelleşmenin meydana gelmesini engellemeye çalışır. Şirket satın alma ve birleşmeleri ölçek ekonomilerine yol açmak suretiyle iktisadi verimlilik ve etkinliği artırabilir. Bu tip uygulamalar birbirine zıt iki önemli sonuç meydana getirdiği için rekabet politikası yoluyla piyasadaki tekelleşmenin önlenmesi ile birleşme ve satın almaların ortaya çıkardığı uluslararası rekabet gücü avantajından yararlanma arasında bir değiş-tokuşun meydana gelmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle rekabet politikası birleşme ve satın alma meydana gelmeden tekelleşme ihtimalini bertaraf edecek tedbirlerin alınmasını ve bu işlemler gerçekleştikten sonra tekelleşmenin meydana gelmemesi için kontrol sistemlerinin  devreye sokulmasını gerektirir. 

 


Daha fazla bilgi için bkz:

Kaynak: C.Can Aktan ve İstiklal Y. Vural, "Rekabetin Korunması ve Desteklenmesi: Rekabet Politikası", Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, 2004.