BEŞİNCİ
BÖLÜM
TÜRKLERİN
KAMU HAKLARI
Her
Türk hür doğar, hür yaşar. Hürriyet, başkasına zarar vermeyecek her şeyi
yapabilmektir. Tabii haklardan olan hürriyetin herkes için sınırı, başkalarının
hürriyeti sınırıdır. Bu sınırı ancak kanun çizer.
Türkler
kanun karşısında eşittirler ve ayrıksız kanuna uymak ödevindedirler. Her türlü
grup, sınıf, aile ve kişi ayrıcalıkları kaldırılmıştır ve yasaktır.
Kişi
dokunulmazlığı, vicdan, düşünme, söz, yayım, yolculuk, bağıt, çalışma,
mülkedinme, malını ve hakkını kullanma, toplanma, dernek kurma, ortaklık kurma
hakları ve hürriyetleri Türklerin tabii haklarındandır.
Cana, mala,
ırza, konuta, hiçbir türlü dokunulamaz.
Kanunda
yazılı hal ve şekillerden başka türlü hiçbir kimse yakalanamaz ve tutuklanamaz.
İşkence,
eziyet, zoralım ve angarya yasaktır.
Kamu
faydasına gerekli olduğu usulüne göre anlaşılmadıkça ve kanunları gereğince
değer pahası peşin verilmedikçe hiç kimsenin malı ve mülkü kamulaştırılamaz.
Çiftçiyi
toprak sahibi kılmak ve ormanları devletleştirmek için alınacak toprak ve ormanların
kamulaştırma karşılığı ve bu karşılıkların ödenişi özel kanunlarla
gösterilir.
Olağanüstü
hallerde kanuna göre yükletilerek para ve mal ve çalışma ödevleri dışında hiçbir
kimse başka hiçbir şey yapmaya ve vermeye zorlanamaz.
Hiçbir
kimse felsefe inancından, din ve mezhebinden dolayı kınanamaz.
Güvenliğe,
edep törelerine ve kanunlar hükümlerine aykırı bulunmamak üzere her türlü din
törenleri serbesttir.
Kanunda
yazılı usul ve haller dışında kimsenin konutuna girilemez ve üstü aranamaz.
Basın,
kanun çerçevesinde serbesttir ve yayımından önce denetlenemez, yoklanamaz.
Seferberlik
ve sıkıyönetim hallerinin yahut salgın hastalıklardan dolayı kanun gereğince
alınacak tedbirlerin gerektirdiği kısıntıların dışında yolculuk hiçbir kayıt
altına alınamaz.
Bağıtların,
çalışmaların, mülk edinme hak ve mal kullanmanın, toplanmaların, derneklerin ve
ortaklıkların serbestlik sınırı kanunla çizilir.
Hükümetin
gözetimi ve denetlemesi altında ve kanun çerçevesinde her türlü öğretim
serbesttir.
Postalara
verilen kağıtlar, mektuplar ve her türlü emanetler yetkili sorgu yargıcı veya
yetkili mahkeme kararı olmadıkça açılamaz ve telgraf ve telefonla haberleşmenin
gizliliği bozulamaz.
Türkler
gerek kendileri, gerek kamu ile ilgili olarak kanunlara ve tüzüklere aykırı
gördükleri hallerde yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine tek
başlarına veya toplu olarak haber verebilir ve şikayette bulunabilirler. Haber veya
şikayeti alan makam kişi ile ilgili başvurmaların sonucunu dilekçeye yazılı olarak
bildirmek ödevindedir.
Hiç kimse
kanunca bağlı olduğu mahkemeden başka bir mahkemeye verilemez ve yollanamaz.
Vergi ,
Devletin genel giderleri için, halkın pay vermesi demektir.
Bu esasa
aykırı olarak gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya onlar adına resimler,
ondalık alınması ve başka yüklemeler yapılması yasaktır.
Vergiler
ancak kanunla salınır ve alınır.
Devletçe,
illerin özel idarelerince ve belediyelerce alına gelmekte olan resimler ve yüklemeler,
kanunları yapılıncaya kadar alınabilir.
Harp halinde
veya harbi gerektirecek bir durum baş gösterdikçe veya ayaklanma olduğunda yahut vatan
ve Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma olduğunu gösterir kesin
belirtiler görüldükçe Bakanlar Kurulu, süresi bir ayı aşmamak üzere yurdun bir
kesiminde veya her yerinde sıkıyönetim ilan edebilir ve bunu hemen Meclisin onamasına
sunar. Meclis, sıkı yönetim süresini, gerekirse uzatabilir veya kısaltabilir. Meclis
toplanık değilse hemen toplanmaya çağırılır.
Sıkıyönetim
süresi ancak Meclisin kararıyla uzatılabilir.
Sıkıyönetim,
kişi ve konut dokunulmazlığının, basın, gönderişme, dernek, ortaklık
hürriyetlerinin geçici olarak kayıtlanması veya durdurulması demektir.
Sıkıyönetim
bölgesiyle bu bölgede hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl
yürütüleceği harb halinde de dokunulmazlığın ve diğer hürriyetlerin nasıl
kayıtlanabileceği veya durdurulacağı kanunla gösterilir.
Kadın,
erkek bütün Türkler ilk öğretimden geçmek ödevindedirler. İlk öğretim Devlet
okullarında parasızdır.
Türkiye’de
din ve ırk ayırd edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “Türk” denir.
Türkiye’de
veya Türkiye dışında bir Türk babadan gelen yahut Türkiye’de yerleşmiş bir
yabancı babadan Türkiye’de dünyaya gelipte memleket içinde oturan ve ergenlik
yaşına vardığında resmi olarak Türk vatandaşlığını isteyen yahut Vatandaşlık
Kanununun gereğince Türklüğe kabul olunan herkes Türk’tür.
Türklük
sıfatının kaybı kanunda yazılı hallerde olur.