Cumhuriyetin
üzerinde şekilleneceği sivil ve dini özgürlüklerin temel ilkelerinin
genişletilmesi, bu cumhuriyetlerin anayasa ve kanunlarının yürürlüğe konulması
için; bu ilkelerin, tüm kanunların, anayasaların ve bu bölgede sonsuza dek yaşayacak
devletlerin temeli olarak oturtulması ve saptanması için; bu bölgede sürekli
hükümetlerin ve devletlerin kurulmasının sağlanması için ve kamu yararına en uygun olabilecek bir süre içerisinde orijinal
devletlerle eşit bir çerçevede bu cumhuriyetlerin federal meclislerde pay alabilmeleri
için:
Aşağıdaki
hükümlerin adı geçen bölgedeki devletler, halklar ve orijinal devletler arasındaki
asıl hükümler olacağı ve ortak rıza olmaksızın sonsuza dek değiştirilmeyeceği
yukarıda bahsedilen yetkililerce bu vesile ile beyan ve ilan olunur, yani:
Madde 1.
Adı geçen bölgedeki hiçbir kişi barışçıl bir şekilde olsa dahi küçük
düşürülemez ve dini düşünce ve ibadet şekli nedeniyle rahatsız edilemez.
Madde 2.
Bahse konu bölgenin sakinleri jüri tarafından yargılanmadan, ihzar emri
düzenlemesinden ve yasama organında nispi temsilden yararlanmaya ve genel hukuk
kurallarına göre muameleye tabi tutulmaya hak kazanmışlardır. Delillerin güçlü,
ispatın açık olduğu büyük suçlar hariç herkese kefil olunabilir. Para
cezalarının tümü mutedil olacak ve gaddarca ya da olağandışı bir cezalandırmaya
başvurulmayacaktır. Ülkenin kanunları ya da kanun önünde verilen mahkumiyet zorunlu
kılması hariç hiçbir kişi malı-mülkü ya da özgürlüğünden mahrum edilemez ve
kamu yararının ve kamusal zorunlulukların gerekli kılması halinde her hangi bir
kişinin malının alınması ya da her hangi bir kişiden hizmet talep edilmesi durumunda
aynı değerde tazmin yapılmalıdır. Hakların ve mülkiyetin tam olarak korunması
için, adı geçen bölgede, hileli bir şekilde ve önceden hile ile hazırlanarak, özel
sözleşme ve anlaşmaları etkileyen ya da müdahale eden bir çerçevede hiçbir kanunun
çıkarılmayacağı ve yürürlükte kalmayacağı ilan edilir. ...
Madde 6. Bu bölgede ne gönüllü kölelik ne de kölelik olamaz aksi takdirde bu
suçu işleyenler uygun bir şekilde cezalandırılacaklardır. Orijinal devletlerden her
hangi birinde emeği ya da hizmeti üzerinde hak iddia edilen her hangi bir şahsın firar
etmesi halinde bu firari üzerinde ancak hukuki yollardan hak talep edilebilir ve emeği
ya da hizmeti üzerinde hak talep eden kişiye nakledilebilir.
J. Salwyn Schapiro, Liberalism-Its Meaning and
History, London:1958, ss.175-176 (T. C. Pease and A. S. Roberts (Eds.), Selected Readings in American History, New york:
1928, ss.171-176)