ERFURT PROGRAMI

(Alman Sosyal Demokrat Partisi Programı)

20 Ekim 1891

Burjuva toplumunun ekonomik gelişmesi, doğa yasalarının şaşmazlığı ile, emekçinin kendi üretim araçlarının özel mülkiyetine sahip olması temeline dayanan küçük işletmeleri çöküşe götürmektedir. Bu gelişme, emekçiyi kendi üretim araçlarından koparmakta ve onu mülksüz proletere dönüştürmekte, üretim araçları görece olarak az sayıdaki kapitalistlerin ve büyük toprak sahiplerinin tekeli haline gelmektedir.

Üretim araçlarının tekelleşmesi; parçalanmış küçük işletmelerin dev işletmeler tarafından saf dışı bırakılmasına, iş araçlarının makineye dönüşmesine ve nihayet insan emeğinin üretkenliğinin olağanüstü büyümesine sıkı sıkıya bağlıdır. Fakat bu değişimin tüm avantajları, kapitalistlerin ve büyük toprak sahiplerinin tekeline geçmektedir. Proletarya ve –küçük burjuva ve köylüler gibi- ara tabakalar için bu, yaşamsal güvensizliklerinin, yoksulluğun, zulmün, köleleşmenin, aşağılanmanın, sömürünün giderek artması anlamına gelmektedir. Proleterlerin sayıları arttığı ölçüde yedek işçi ordusu da o ölçüde büyümekte, sömüren ile sömürülenler arasındaki çatışma o ölçüde derinleşmekte, burjuvazi ile proletarya arasındaki sınıf mücadelesi, (yani) modem toplumu iki düşman kampa bölen ve tüm sanayileşmiş ülkelerin ortak karakteristiği olan bu mücadele o ölçüde amansız bir hal almaktadır.

Mülk sahipleri ile mülksüzler arasındaki uçurum, kaynağı kapitalist üretim tarzının özünde yatan krizler tarafından daha da derinleştirilmektedir; o krizler ki, her geçen gün daha geniş ve daha yıkıcı olmakta, genel güvensizliği toplumun normal durumu haline getirmekte ve bu günkü toplumun üretici güçlerinin bu toplum için gereğinden fazla büyüdüğünün, üretim araçlarının rasyonel kullanımı ve gelişimiyle bağdaşmaz hale geldiğinin kanıtı olmaktadır.

Üretim araçlarının özel mülkiyeti, bu gün, köylülerin zanaatkarların ve küçük esnafın mülksüzleşmelerine ve çalışanların emek ürünlerine çalışmayanların –kapitalistlerin, büyük toprak sahiplerinin- sahiplenmelerine yaramaktadır. Ancak, üretim araçlarının –toprağın, madenlerin, hammaddelerin, aletlerin, makinelerin, taşıtların- kapitalist özel mülkiyetlerinin toplumsal mülkiyet haline getirilmesi ve meta üretimin sosyalist üretim biçimine, (yani) toplum için toplum tarafından sağlanan üretim biçimine dönüştürülmesi, büyük işletmelerin ve toplumsal emeğin sürekli artan verimliliğin şimdiye kadar sömürülmüş olan sınıflar için bugünkü gibi yoksulluk ve zulüm kaynakları olmaktan çıkmasını, refahın ve uyumlu evrensel bir mükemmelleşmeye doğru gidişin kaynakları haline gelmesini sağlayabilir.

Bir toplumsal değişme, sadece proletaryanın değil, bugünkü durumdan acı çeken tüm insanlığın kurtuluşu demektir. Fakat bu, ancak işçi sınıfının eseri olabilir, çünkü tüm diğer sınıflar, aralarındaki çıkar çatışmalarına rağmen üretim araçlarının özel mülkiyeti zeminine dayanmakta ve bugünkü toplumun temellerinin korunmasını ortak amaçları olarak görmektedirler.

İşçi sınıfının kapitalist sömürüye karşı mücadelesi, zorunlu olarak, siyasi bir mücadeledir. İşçi sınıfı, siyasi hakları olmaksızın ekonomik mücadele veremez, ekonomik örgütlenmesini geliştiremez. Bu sınıf, siyasi iktidarı ele geçirmeden üretim araçlarının toplum mülkiyetine geçişini gerçekleştiremez.

Sosyal Demokrat Partisi’nin görevi, işçi sınıfının bu mücadelesine bilinç ve birlik kazandırmak ve onu zorunlu olduğu hedefe yöneltmektir.

İşçi sınıfının çıkarları, kapitalist üretim tarzının varolduğu tüm ülkelerde aynıdır. Uluslar arası ticaret genişledikçe ve dünya pazarı için üretim geliştikçe, bir ülkenin işçilerinin durumu, giderek artan bir şekilde diğer ülkelerin işçilerinin durumlarına bağlanmaktadır. Onun için, işçi sınıfının kurtuluşu tüm uygar ülkelerin işçilerini eşit olarak ilgilendiren bir amaçtır. Almanya Sosyal Demokrat Partisi bu gerçeğin bilincinde olarak, sınıf bilincine varmış tüm diğer ülkelerin işçileri ile tam bir birlik halinde olduğunu ilan eder.

Demek ki, Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin mücadelesi yeni sınıf ayrıcalıkları için değil, tam tersine, sınıf tahakkümünün ve bizatihi sınıfların ortadan kaldırılması ve cinsiyet ya da ırk farkı gözetmeksizin herkese eşit hak ve görevler için bir mücadeledir. Parti, bu düşüncelerden yola çıkarak, yalnızca ücretli işçilerin sömürü ve ezilmelerine karşı değil, bir sınıfa, bir partiye, bir cinsiyete ya da bir ırka karşı yönelik her türlü sömürüye ve zulme karşı mücadele etmektedir.

Bu ilkelerden hareketle Almanya Sosyal Demokrat Partisi her şeyden önce aşağıdaki talepleri ileri sürer:

1.                   İmparatorluğun 20 yaşını aşmış olan tüm üyeleri için, cinsiyet farkı gözetmeksizin tüm seçim ve oylamalarda genel, eşit, tek dereceli ve gizli oy hakkı. Temsili seçim sistemi ve bu gerçekleştirilerek, her sayımdan sonra seçim bölgelerinin yasayla yeniden tespiti. İki yıllık yasama süresi. Seçimlerin yasal tatil günlerinde yapılması. Seçilen temsilciler için ödenek. Medeni haklardan yoksun tutulanların dışında her türlü hak sınırlamalarının kaldırılması.

2.                   Yasa önerileri ve veto hakkı yoluyla halk tarafından doğrudan yasama. İmparatorlukta, eyalet, vilayet ve belediyelerde özerk halk yönetimi. Memurların halk tarafından seçimi ve bunlar için ceza müeyyideli sorumluluk. Yıllık vergi ödemesi.

3.                   Herkes için askerlik yükümlülüğü. Mevcut ordu yerine halk milisi. Savaş ve barış kararlarının halk temsilcileri tarafından verilmesi. Tüm Uluslararası anlaşmazlıkların hakemlik yoluyla çözüme bağlanması.

4.                   Düşünce özgürlüğünü, örgütlenme ve toplantı haklarını sınırlayan ya da bastıran tüm yasaların kaldırılması.

5.                   Kamu hukuk ve özel hukuk açısından kadını erkekten daha aşağı bir duruma düşüren tüm yasaların kaldırılması.

6.                   Dinin, kişiye özel bir şey olduğunun ilanı. Devlet hazinesinden kilise için ve dini amaçlarla yapılan tüm masraflara son verilmesi. Kilise cemaatlerinin ve dini cemaatlerin, kendi işlerini tamamen bağımsız düzenleyen özel örgütlenmeler olarak kabul edilmesi.

7.                   Laik eğitim. Kamuya ait halk okullarına devam zorunluluğu. Bu okullarda bedava eğitim, ücretsiz okul araç ve gereçleri. Yüksek eğitim görmeye liyakat kazanan yetenekli öğrencilere halk okullarında ve ileri düzeydeki okullarda karşılıksız iaşe ve ibade yardımı.

8.                   Parasız adalet ve hukuki yardım. Adaletin halk tarafından seçilmiş yargıçlar tarafından sağlanması. Ceza davalarında temyiz hakkı. Haksız yere haklarında dava açılan, tutuklanan ve mahkum edilen kişilere tazminat ödenmesi. Ölüm cezasının kaldırılması .

9.                   Ebelik hizmeti ve ilaçlar dahil parasız sağlık hizmetleri. Ölülerin parasız defnedilmesi.

10.                Vergilerle karşılanabildiği ölçüde, kamu harcamalarının karşılanabilmesi için kademeli yükselen gelir ve servet vergisi. Servet beyanı yükümlülüğü. Mirasın hacmine ve akrabalık  derecesine göre kademeli yükselen veraset vergisi. Genelin çıkarlarını ayrıcalıklı küçük bir azınlığın çıkarlarına kurban eden tüm dolaylı vergilerin, gümrüklerin ve diğer ekonomik önlemlerin kaldırılması.

İşçi sınıfının korunması için Almanya Sosyal Demokrat Partisi şu acil talepleri ileri sürer:

1.                   Aşağıda gösterilen temellere dayanan etkili bir Ulusal ve Uluslararası İşçi Koruma Yasası:

a.                   En fazla sekiz saatlik normal işgününün belirlenmesi.

b.                   On dört yaşından küçük çocuklara çalışma yasağı.

c.                    Doğası gereği kamu yararı ya da teknik nedenlerle kaçınılmaz olan sanayi kolları dışında gece mesaisinin yasaklanması.

d.                   Her işçi için, haftada en az 36 saatlik kesintisiz dinlenme süresi.

e.                   Ayni ücret ödemelerinin yasaklanması.

2.                   İmparatorluk İş Kurumu, Bölge İş Kurumları ve İş Odaları tarafından kırda ve kentte tüm ticari işyerlerinin denetimi, iş koşullarının tespiti ve düzenlenmesi. İşyerlerindeki hijyenik koşullara etkili müdahale.

3.                   Kırsal kesimdeki işçi ve hizmetlilere sanayi işçileri ile eşit yasal koşullar sağlanması; hizmet içi yönetmeliklerinin kaldırılması.

4.                   Örgütlenme hakkının sağlanması.

5.                   İşçilerin etkili bir biçimde yönetime katılmalarıyla işçi sigortasının tümünün devlete (imparatorluğa) devri.

Deniz Kavukçuoğlu., Karl Marx’tan Günümüze Almanya’da Sosyal Demokrasi, Ankara: Ümit Yayıncılık, 1997.