RICHARD OVERTON:

TİRANLARA KARŞI ÖZGÜRLÜK, 1600

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dünyadaki herkese başkaları tarafından ihlal edilemeyen ve zorla ele geçirilemeyen doğal bireysel hak ve özgürlükler verilmiştir. Herkes, kendisine ait hak ve özgürlüklere sahiptir ve hiçbir kişi, doğal ilkelere saldırılmaksızın ve bu ilkeler ile insanlar arasındaki eşitlik ve adaletle ilgili kurallar açıkça ihlal edilmeksizin, bu hak ve özgürlüklerden mahrum bırakılamaz: hiçbir kişi benim hak ve özgürlüklerim üzerinde bir yetkiye sahip değildir; ben de başkalarının hak ve özgürlükleri üzerinde bir yetkiye sahip değilim; bir birey olarak kendime ait olan hak ve özgürlükler üzerinde selahiyete sahibim ve sahip olduğum mülkiyetten istifade ederim ve kendime ait olan mülkiyetten başkasını kayda geçiremem; eğer daha ötesine cüret edersem üzerlerinde hiçbir hakka sahip olmadığım diğer kişilerin hak ve özgürlüklerine tecavüz eden bir kişi olurum. Bütün insanlar doğuştan eşittirler ve mülkiyet ve özgürlüklerden yararlanma konusunda da birbirlerine benzerler. Tanrı tarafından doğanın ellerine bırakılmamız nedeniyle herkes doğal ve tabii özgürlük ve haklara sahiptir. Herkes eşit bir biçimde ve aynı şekilde bu hak ve imtiyazlardan faydalanır.

...İnsanlar, zararlı ve çirkin her şeyden kendilerini korumak için doğal bir iç güdüye sahiptirler ve doğa herkese rasyonel, eşit ve adil olmayı bahşetmiştir. İnsanlara ait bütün güçlerin kaynağı budur: gücün kaynağı doğrudan doğruya Tanrı değil (krallar öncelikli olarak hak sahibi olduklarını iddia ederler), ancak aracılar vasıtasıyla doğadır.  İnsanlara ait bütün kuvvetleri Yaratıcı yarattıklarına aşılamıştır ve bunlarda bu kuvvetler zamanla gelişmiştir...Her insan doğası gereği kendi doğal koşullarında ve alanında bir kral, bir rahip ve bir peygamberdir. Bu nedenle doğal hak ve özgürlüklerinden onun rızası olmaksızın, yetki devri olmaksızın hiçbir kimse pay alamaz.

 

Bu nedenle bu ulusun özgür insanları için, onların refahı, idaresi, hükümeti ve emniyeti için onların her biri kendi doğal hak ve güçlerini size (onların seçtikleri kişilere) ileteceklerdir ve sizler onların yasal temsilcileri ve mutlak vekilleri olacaksınız ama daha fazlası değil. Seçim yolu ile sana bağışladıkları ve sende birleştirdikleri hak ve yetkileri sayesinde onların egemenlik güçlerinin tek başına sahibi olacaksın. ...

G. E. Aylmer (Ed.), The Levellers in the English Revolution, London: Thames and Hudson, 1975. S.68-69.

Kaynak: C.Can Aktan ve İ.Yaşar Vural (Derleyen ve Çeviren) , Özgürlük Yazıları, Çizgi Kitabevi, 2003. (Metnin tercümesi Aktan ve Vural tarafından yapılmıştır. İzinsiz kullanılamaz.)