RICHARD COBDEN,

SERBEST TİCARET ÖZGÜRLÜĞÜ ÜZERİNE, 1844

Richard-cobden.jpg (36145 bytes)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Serbest ticaret nedir? Bizim akıllı muhaliflerimizden bazı dük ve kontların son zamanlarda tarımda çalışan işçileri kandırmaya çalıştıkları gibi bütün gümrüklerin yıkılması demek değildir. Serbest ticaret ile bütün korumacı vergilerin kaldırılmasını kastediyoruz. Bizim çocuklarımızın ya da her halükarda onların evlatlarının gümrüklerin tamamının üstesinden gelmeye yetecek kadar akıllı olmaları muhtemeldir. Dış ticareti sıkıntıya sokmadan dolaysız vergileme yoluyla gelirlerini artırmanın daha basiretli ve ekonomik olacağını mütalaa edeceklerdir.

Serbest ticaret ilkelerine karşı ileri sürülen itirazlar nelerdir? Hepsinden önce bu problemin göz önüne alınmasında çok önemli bir grup olan işçi sınıfını ele alalım: bu ülke nüfusunun muhtemelen onda dokuzu ya ağır bedensel işçilikle ya da ona eşit ağırlıkta kafa işçiliği ile emeğe bağımlıdır. Kısıtlayıcı sistemin işçilerin yararına olduğu söyleniyor. Dükler ve kontlar bizlere mısır fiyatlarının ücret düzeyini ayarladığını ve serbest ticaret yoluyla eğer mısır fiyatlarını azaltırsak sadece ücretlerin seviyesini aşağıya indirmiş olacağımızı söylemektedirler. Mademki bu kongrede çok sayıda çalışan görmekteyim, onlara sormak isterim, Londra’da yapılan her hangi bir pazarlıkta acaba mısır meselesi ya da mısır fiyatları sözleşmelerin bir unsuru olarak hiç gündeme gelmiş midir?

Bu nedenle, benim Mısır Kanununa karşı olan davamdaki ilk ve en büyük şikayetim bu kanunun ülkemiz ve diğer ülkelerin işçilerine karşı bir adaletsizlik taşımasıdır. İkinci ithamım topraktan kaynaklanmayan sabit gelire sahip olan her kişiye ve her hangi bir işle sermayesini kullanan kişilere karşı bir hile oluşturmasıdır.

O halde mısır tekeline neden bu kadar gönül rahatlığı ile bakmaktasın? Çünkü sen, ben ve geriye kalan herkes bu arazilerin sahipleri hakkında batıl bir saygı ve hürmete sahibiz ve kendimize ve mesleklerimize aynı saygıyı göstermiyoruz.

Bu sistemin sürdürülebilmesindeki nedenler nelerdir? Bu tekelin sürdürülmesinin gerekçesi olarak çiftçiler kendi çıkarlarını ileri sürmektedirler. Her çiftlik için müzayedede pazarlık yapan 20 çiftçi olduğunu ve kendi topraklarını tam değeri üzerinden kiraya verdikleri ve yardımcı olamadıkları için çiftçilere kendilerini mazur göstermeye çalışan toprak sahiplerinin olduğunu tarımla ilgili bir toplantıda duymuştum. Sormak istiyorum, eğer her bir çiftlik için müzayedede teklif alan 20 çiftçi varsa, bu 20 çiftçiden sadece birinin fiyatlarda meydana gelen artıştan faydalanabileceği düşünülebilir mi? Diğer on dokuz kişi rekabet sonucu bu ülkede normal ticari karların uygulanmaya başlanmasından hoşnut mu kalacaklar? Çiftçiler çok uzun bir zamandır ‘korumacılık’ çığlıklarıyla sadece aldatılmaktadırlar. Korumacılık çiftçilerin mahvolması demektir.

Tarımda çalışan işçilerle ilgili olarak bizim muhaliflerimiz Mısır kanununun yürürlükten kaldırılmasındaki hedefimizin mısırın fiyatını azaltarak onların ücret düzeyini azaltmak olduğunu ileri sürmektedirler. Bu konuya sadece imalatın gerçekleştiği bölgeler için cevap verebilirim; bununla birlikte, son yirmi yıldır Lancashire’de mısır ucuzladığında ücretlerin arttığı ve ekmek pahalandığında ise ücretlerin önemli ölçüde azaldığını belirtmeliyim. Ücretler, tarıma dayalı bölgelerde yiyecek fiyatlarından muhtemelen etkilenmektedir; ancak, böyle olsa bile bu durum, bir adamın en iyi zamanını sadece hayatta kalmak için harcadığı köleliğe yakın bir noktada ücretlerin en düşük seviyesine ulaşması halinde meydana gelmektedir. Serbest ticaret taraftarlarının gerçekte ne istediklerini şimdi anlamaya çalışalım. Düşük fiyatlar söz konusu olsun diye biz ucuz mısır istemiyoruz; mısır üretiminin bol ve bereketli olmasını arzu ediyoruz ve mısırı doğal fiyatı üzerinden satın almak koşuluyla mısırın fiyatının ne olduğunu kesinlikle dikkate almıyoruz. Bizim talep ettiğimiz şey yiyecek sektöründeki tekelcilerin işçilerin takip etmesini istedikleri kurala mısırın da uymasıdır: mısır da dünya piyasalarındaki tabii fiyat seviyesine kavuşmalıdır.

Fiyatların eşitlenmesi yönündeki bu süreç nasıl gerçekleşecektir? Sanıyorum bunun mantığını size açıklayabilirim. Serbest ticaretin mısır üzerindeki etkisi şu şekilde olacaktır. Polonya, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde tarımsal üretime olan talep artacaktır. Tarımsal üretim talebinde meydana gelecek bu artış tarım kesiminde çalışan işçilerin ücretlerinde artış eğilimi olan ülkelerde emek talebinde artışa neden olacaktır. Bunun sonucunda imalat kesiminden tarım kesimine işçilerin çekilmesi söz konusu olacaktır. Sonuçta bu ülkede daha fazla fabrikatöre ihtiyaç duyulacaktır ve bu durum imalatçılığın söz konusu olduğu bölgelerde daha fazla işçi talebini ortaya çıkaracaktır. Bu durumda ise üretilen mallar yurtdışı kaynaklı mısırla değiş-tokuş edileceğinden işçi ücretlerinde belirli bir artış meydana gelecektir. Yurtiçindeki seviyesine göre emeğin yurtdışı fiyat seviyesinde bir artışla fiyatlar eşitlensin ya da eşitlenmesin, fiyatların yurtiçi düzeyine kıyasla Kıta Avrupa’sındaki düzeyinde bir düşüş olsun ya da olmasın serbest ticaret taraftarları için hiçbir şey değişmez. Onların bütün istediği diğerleri ile aynı durumda olabilmek ve herhangi bir yerden bu ülkeye yiyecek getirirken herhangi bir engel ile karşılaşmamaktır.

Size soruyorum, eğer daha fazla insanı daha iyi ücrete sahip bir işe yerleştirebilirseniz, günlük nafakasını dilenmek için sokaklarınızı sık sık ziyaret eden bu hortlaklardan sokaklarınızı temizleyebilirseniz, işyerlerinizin nüfusunu azaltabilir ve ülkenizde mevcut olan iki milyon devletin bakımına muhtaç fakiri bu durumdan kurtarabilir ve onları üretken endüstrilerde işe koyabilirseniz sizin tükettiğiniz kadar buğday tüketeceklerini ve mevcut sefil beslenme imkanları yerine milyonlarca buğdayla yapılmış ekmekle beslenen tüketicilerin ortaya çıkacağını düşünür müsünüz?

Kaynak: C.Can Aktan ve İ.Yaşar Vural (Derleyen ve Çeviren) , Özgürlük Yazıları, Çizgi Kitabevi, 2003. (Metnin tercümesi Aktan ve Vural tarafından yapılmıştır. İzinsiz kullanılamaz.)

 E. K. Bramsted and K.J. Melhuish, Westerm Liberalism- A History in Documents From Locke to Croce, London: Longman, 1978. (Speeches on Questions of Public Policy by Richard Cobden M. P., ed. John Bright and James E. Thorold Rogers, London 1880, pp. 58-62.)