HAKSIZ VERGİLERE KARŞI SİVİL İTAATSİZLİK


Sivil itaatsizlik ilk kez Henry David Thoreau tarafından gündeme getirilmiştir. Thoreau, 1840’lı yıllarda uygulanmakta olan baş vergisini ödemekten imtina etmiş ve bunun üzerine tutuklanmıştır. Thoreau, cezaevinde  “Resistance To Civil Government” adlı bir eser yazmış ve daha sonra bu eser yayınlanmıştır.  

 

Thoreau’nun eserinin içerdiği temel düşünceler şunlardır[1]:

“- Bir kimsenin ülkesinin yasasından “daha yüce bir yasa” vardır. Bu, vicdanın yasasıdır, “içten gelen ses” in, “kozmosu kuşatan, birleştirici ruh”un yasası...

- Kimileyin bu “yüce yasa” ile ülkenin yasası birbiri ile çatışır duruma geldiğinde kişinin ödevi “yüce yasa”ya uymak, ülkenin yasasına bile bile karşı gelmektir.

- Kişi ülkenin yasasına bile bile karşı geliyorsa, bu eylemin bütün sonuçlarını göze almayı istiyor olmalıdır, hapishaneye kapatılmayı bile!

- Oysa hapishaneye girmek sanıldığı kadar olumsuz bir edim değildir; bu durum iyi niyetli kişilerin dikkatini kötü yasaya çekmeye yarayacak, bu yasanın kaldırılması sonucuna katkıda bulunacaktır. Ya da yeterince kişi hapishaneye kapatılırsa, edimleri devlet mekanizmasını işlemez kılmayı, dolayısıyla kötü yasayı uygulanamaz duruma getirmeyi sağlayacaktır.”

Thoreau yaşadığı dönemde gündemde olan baş vergisini ödememekle bireysel bir sivil itaatsizlikte bulunmuş, ancak kendisinin ödemesi gereken verginin bir yakını tarafından ödenmesi nedeniyle bunu tam olarak gerçekleştirememiştir.

Thoreau’nun gerçekleştirdiği sivil itaatsizlik eylemi ise şu şekilde özetlenebilir[2]:

1846 yılının Temmuz ayının 23 ya da 24’ü akşamı Thoreau, Concord kasabasında vergi toplamakla görevli Sam Staples ile karşılaşır ve Staples, Thoreau’dan son birkaç yıldır birikmiş olan baş vergisini* ödemesini ister. Bunun üzerine Thoreau, bir ilke sorunu olduğu için vergi ödemediğini, o anda ödemeye de hiç mi hiç niyetli olmadığını söyler. Bunun üzerine Staples “bu konuda ne yapabilirim ki?” gibisinden sızlanırken, Thoreau’nun “görevinden istifa et” önerisi ile karşılaşır. Bu öneriyi pek incelikli bulmayan Staples, Thoreau’ya “vergini ödemezsen seni pek yakında içeri tıkmak zorunda kalacağım” cevabını verir. Bunun üzerine Thoreau, “sen ne zaman arzu edersen” gibisinden karşılık verir ve Staples “gel bakalım öyleyse” diyerek Thoreau’yu hapse atar.

Bu arada Thoreau’nun tutuklandığı haberi kasabada hızla yayılır ve olanları duyan annesi söylentinin doğruluğunu öğrenmek için hapishaneye gider ve daha sonra da durumu ailenin diğer üyelerine anlatır. Bunun üzerine muhtemelen Thoreau’nun Maria Halası olduğu sanılan kişi, Staples’in evine giderek Thoreau’nun vergisini öder. Sabah olunca Staples Thoreau’yu serbest bırakmaya gelir, ancak onun hapishaneden çıkmadaki isteksizliği karşısında şaşkına uğrar. Çünkü Thoreau’nun vergi ödemeyi reddetmesinin amacı tutuklanmak, böylelikle de çarpıcı bir şekilde yurttaşlarının dikkatini kendisinin de benimsediği kölelik karşıtı harekete çekmektir. Bu amaçla, ödeyeceği vergiler ile silah alınacağı ve bu silahlar ile savaş sırasında insanların öldürüleceği bilen Thoreau, vicdanının sesine göre bunun olmaması gerektiğine inanmış ve yüce yasayı uygulama kararlılığını göstermiştir. Ancak Maria Hala vergiyi ödeyerek Thoreau’nun mücadelesinin amacına ulaşmasını engellemiştir.         


 

[1] Henry David Thoreau & Mohandas K. Gandhi; Sivil İtaatsizlik ve Pasif Direniş (2.Baskı), Vadi Yayınları, Ankara, 1999, s.31.

[2] Thoreau & Gandhi; a.g.e., s.23-30.

* Massachusetts eyaleti baş vergisi olan bu vergi, genelde oy kullanma karşılığı alınan baş vergisinden farklı olarak, yaşı yirmi ile yetmiş arasındaki her erkeğin ödemeye zorunlu olduğu bir vergidir. O dönemde kölelik karşıtlarının gözünde bu vergiye direniş göstermek, köleliği destekleyen bir yönetime duydukları tiksintiyi göstermenin çarpıcı bir yolu olarak kullanılmıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz., Thoreau & Gandhi; a.g.e., s.24. 

 


Kaynak: C.Can Aktan, D.Dileyici ve Ö.Saraç, "Sivil İtaatsizlik", içinde: Vergi, Zulüm ve İsyan, Ankara: Phoenix Yayınevi, 2003.