ÇOKULUSLU ŞİRKETLERİN GLOBAL EKONOMİDEKİ YERİ

COŞKUN CAN AKTAN & İSTİKLAL Y. VURAL

 

 

 

 

 

Son yıllarda küresel ölçekte ekonomik entegrasyonun artması, piyasa ekonomisinin etkisini dünyanın her yerinde artırması ve uluslararası ticaret ve finansal faaliyetlerde serbestleşmenin ivme kazanması ile birlikte çokuluslu şirketlerin önemi hızla artmaktadır. Çokuluslu şirketlerin önemini artırması global ekonominin yapısını ve işleyişini köklü bir biçimde değiştirmektedir. Çokuluslu şirketler, yürüttükleri faaliyet ve uyguladıkları global stratejiler sayesinde uluslararası ticari akımlar ile yatırımların düzeyini ve ekonomik faaliyetlerin yoğunlaşacağı yerleri tayin etmektedirler. Teknoloji transferinin en önemli aktörü konumunda olan bu şirketler sermaye ve teknoloji yoğun sektörlere yaptıkları yatırımlar yoluyla gelecekte hangi bölge-ülkelerin rekabet güçlerini ve dolayısıyla refahlarını sürdüreceklerini belirlemektedirler.

Günümüzde, dünyanın farklı bölgelerinde yaklaşık 61 bin çokuluslu şirket[1] ve bunlara ait 900 bin yabancı bağlı şirket faaliyet göstermektedir (UNCTAD, 2004:xvii). Çokuluslu şirketlerin ne kadar güçlü olduğunu anlamak için global ticaret, yatırım, üretim ve katma değerden aldıkları paya bakmak yeterli olacaktır. Çokuluslu şirketlerin, 2003 yılında, global dolaysız yabancı yatırım stoku (8,24 trilyon Dolar) içindeki payı yaklaşık % 85’dir (UNCTAD, 2004:xvii). Çokuluslu şirketlerle ilgili ayrıntılı analizler içeren UNCTAD (2002) incelendiğinde bu şirketlerin global ekonomide oynadıkları rolün büyüklüğü daha kolay bir şekilde anlaşılabilir. 2001 yılında global ihracat 7,4 trilyon Dolar iken çokuluslu şirketlerin toplam satışları 18,5 trilyon Dolar ve bu şirketlerce üretilen toplam katma değer 3,5 trilyon Dolardır. 1990 yılında yabancı bağlı şirketlerin global gayrisafi yurtiçi hasılaya katkısı % 7 iken bu katkı 2001’de % 11’e ulaşmıştır. Yine aynı yıl yabancı bağlı şirketlerin 54 milyon kişiyi istihdam ettiği tahmin edilmektedir. Çokuluslu şirketler ana ülkenin (şirket merkezinin bulunduğu ülke) üretiminin artmasında çok büyük bir role sahiptirler. Ancak ana ülke açısında asıl önemli olan nokta yerli şirketlere kıyasla daha yüksek bir işgücü verimliliğine (işgücü başına üretilen katma değer) sahip olan yabancı bağlı şirketlerin kârlılığının (kârlar/satışlar) yerli şirketlerden üç kat daha fazla olması (UNCTAD, 2002:17) ve global piyasalarda oluşan tekel kârlarını ana ülkeye aktarmak suretiyle yaşam kalitesi ve refahı artırmada kritik bir role sahip olmalarıdır.

UNCTAD (2004a) verileri dikkate alınarak finans sektörü dışında faaliyet gösteren ve yabancı ülkelerdeki satış hâsılatı açısından ilk yirmi içinde yer alan çokuluslu şirketlerin yabancı ülkelerdeki satış rakamları ile ülkelerin gayrisafi yurtiçi hâsılalarının kıyaslanması bu şirketlerin gücü konusunda bize daha açık fikirler sunabilir (ss.314:319). En büyük 20 çokuluslu şirketin yabancı ülkelerdeki toplam satış hâsılatının (2,48 trilyon Dolar) global gayrisafi yurtiçi hasılaya (36,21 trilyon Dolar) oranı % 6,8’dir. 2003 yılı itibarıyla en büyük 20 çokuluslu şirketin yabancı ülkelerdeki satış hasılatı toplamı (2,480 trilyon Dolar) Fransa (1,757 trilyon dolar), İtalya (1,465 trilyon Dolar), İngiltere (1,798 trilyon Dolar) ve 14 ülkeyi kapsayan Latin Amerika (0,953 trilyon Dolar)’dan daha fazladır; 6 Kuzey Afrika ülkesi hariç tüm Afrika ülkelerinin (49 ülke) gayrisafi yurtiçi hasılasının yaklaşık 6 katı, Türkiye’ninkinin ise yaklaşık 10 katıdır.


 

[1] UNCTAD tarafından her yıl yayınlanan “Dünya Yatırım Raporu”na göre yabancı ülkelerde sahip olduğu varlıkları kontrol eden tüm şirketler çokuluslu şirket olarak bu sayıya dâhil edilmektedir.

 

 

© 2005, C.C.Aktan ve İstiklal Y. Vural