ÇIKAR AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE
KANUNU*
Doğrudan veya dolaylı biçimde bir
kurumun, kuruluşun veya teşebbüsün yönetim ve denetimini ele geçirmek, kamu
hizmetlerinde, basın ve yayın kuruluşları üzerinde, ihale, imtiyaz ve ruhsat
işlemlerinde nüfuz ve denetim elde etmek, ekonomik faaliyetlerde kartel ve tröst
yaratmak, madde ve eşyanın azalmasını ve darlığını, fiyatların düşmesini veya
artmasını temin etmek, kendilerine veya başkalarına haksız çıkar sağlamak,
seçimlerde oy elde etmek veya seçimleri engellemek maksadıyla zor veya tehdit uygulamak
veya kişileri kendilerine tabi kılmaya zorlamak veya mensupları arasında her ne
suretle olursa olusun açık veya gizli işbirliği yapmak suretiyle yıldırma veya
korkutma veya sindirme gücünü kullanarak suç işlemek için örgüt kuranlara veya
örgütü yönetenlere veya örgüt adına faaliyette bulunanlara veya bilerek hizmet
yüklenenlere sadece bu nedenle üç yıldan altı yıla kadar; örgüte üye olanlara iki
yıldan dört yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Örgüt silahlı ise, yukarıda yazılı
hallerde verilecek ceza üçte birden yarıya kadar artırılır. Henüz hiçbir silahlı
eyleme teşebbüs edilmemiş olsa bile, silahlar veya patlayıcı maddeler örgütün
amaçları doğrultusunda hazırlanmış veya elde bulundurulmuş ise, örgüt silahlı
sayılır.
Suç faili, memur veya kamu hizmetiyle
görevli kimse ise yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarıdan bir katına kadar
artırılır.
Suçun işlenmesine ayrılan veya suçun
işlenmesinde kullanılan veya suçtan doğan değer veya ürünlerin veya bunlar yerine
geçen şeylerin ve müsaderesi gereken her türlü eşyanın gelirlerinin veya suçtan
doğan her türlü yararın Devlete intikaline hükmolunur.
Bu madde hükümleri, nasıl
adlandırılırsa adlandırılsın, amaçları yukarıda tanımlanan örgütle aynı olan
ve yıldırma veya korkutma veya sindirme gücünü kullanan açık veya gizli örgütlere
de uygulanır.
Örgüt mensuplarınca veya örgüt
adına örgüt üyesi olmayanlar tarafından birinci fıkrada gösterilen amaçları
gerçekleştirmek üzere işlenen suçların ve 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk
Ceza Kanununun 296.ıncı maddesinde öngörülen cürmün cezaları üçte birden yarıya
kadar artırılır.
Bu Kanunda öngörülen suçları
işleyen veya örgütlerin eylemlerini, amaçlarını, hedeflerini, bu kişi veya
örgütlere haksız çıkar sağlamak veya örgütün korkutma, sindirme, yıldırma
gücünü arttırmak amacıyla yazılı, sesli veya görsel yayın araçlarıyla
yayımlayan veya her ne suretle olursa olsun propagandasını yapan hakkında iki yıldan
dört yıla kadar ağır hapis ve bir milyar liradan beş milyar liraya kadar ağır para
cezasına hükmolunur. Ayrıca yayın organının faaliyetlerinin bir günden üç güne
kadar durdurulmasına karar verilir.
Bu Kanunda öngörülen suçları
işleme veya bunlara iştirak yahut işlendikten sonra faillere her ne suretle olursa
olsun yardım veya aracılık veya yataklık etme kuşkusu altında bulunan kimselerin
kullandıkları telefon, faks ve bilgisayar gibi kablolu, kablosuz veya diğer
elektromanyetik sistemlerle veya tek yönlü sistemlerle alınan veya iletilen sinyalleri,
yazıları, resimleri, görüntü veya sesleri ve diğer nitelikteki bilgileri
dinlenebilir veya tespit edilebilir. Tespit edilenler mühürlenerek yetkililerce zapta
bağlanır.
İletişimin dinlenmesine veya tespitine
ilişkin kararlar, ancak kuvvetli belirtilerin varlığı halinde verilebilir.
Başka bir tedbir ile failin
belirlenmesi, ele geçirilmesi veya suç delillerinin elde edilmesi mümkün ise,
iletişimin dinlenmesine veya tespitine karar verilemez.
Resmi veya özel her türlü iletişim
kuruluşlarının tuttukları, iletişimin içeriği dışında kalan kayıtlar hakkında
da yukarıdaki hükümler uygulanır.
Dinleme veya tespite veya kayıtların
incelenmesine hakim karar verir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet
savcısı da bu hususlarda yetkilidir. Hakim kararı olmaksızın yapılan bu gibi
işlemlerin 24 saat içinde hakim kararına bağlanması şarttır. Sürenin dolması veya
hakim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından
derhal kaldırılır.
Dinleme ve tespit kararları en çok
üç ay için verilebilir, bu süre en çok iki defa üçer aydan fazla olmamak üzere
uzatılabilir.
İletişimin dinlenmesi ve tespiti
sırasında bu Kanunda öngörülen suçların işlendiğine ilişkin şüphe ortadan
kalkarsa, tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından kaldırılır. Bu gibi hallerde tedbir
uygulaması sonucu elde edilen veriler, Cumhuriyet savcısının denetimi altında derhal
ve nihayet 10 gün içinde yok edilir ve durum bir tutanakla belirlenir.
Cumhuriyet savcısı veya
görevlendireceği kolluk mensubu, iletişim kurum ve kuruluşlarında görevli veya
böyle bir hizmeti vermeye yetkili olanlardan, dinleme ve kayda alma işlemlerinin
yapılmasını ve bu amaçla cihazların kurulmasını istediğinde, bu işlem derhal
yerine getirilir ve işlemin başladığı ve bitirildiği tarih ve saat bir tutanakla
saptanır.
Bu Kanunda öngörülen suçları
işlediklerinden kuşku duyulanların mesken, ikametgah, işyeri veya kamuya açık
yerlerdeki her türlü faaliyetleri, teknik araçlarla gizli olarak gözetlenebilir,
izlenebilir, ses ve görüntü kaydına alınabilir.
Bu Kanunda öngörülen suçların veya
delillerinin ortaya çıkarılması için, suçların işleniş biçimlerine benzer tutum
ve davranışlarda bulunan kişilere ilişkin yer, kuruluş, çevre ve kurumdaki, Devletin
ulusal güvenliği bakımından gizli kalması zorunlu olanlar hariç her türlü resmi ve
özel kayıtlarla bilgisayar verileri incelenebilir.
Bu Kanunun kapsamına giren suçların
soruşturulmasında, diğer tedbirlerin yeterli olmadığının anlaşılması halinde,
kamu görevlileri gizli görevli olarak kullanılabilir.
Gizli görevli gerektiğinde örgüt
içine de sızarak, gözetlemek, izlemek, örgüte ilişkin her türlü araştırmada
bulunmak ve suçlarla ilgili diğer delil, iz, eser ve emareleri toplamakla
yükümlüdür.
Gizli görevli, birinci maddede yazılı
suçları işlediğinden şüphe edilen bir veya birden çok kişinin gözetlenmesi ile
görevlendirildiğinde, bu kişilerin evvelce suç işlemiş olması veya bu Kanunda
öngörülen suçları işlemesi tehlikesinin varlığını gösteren somut belirtilerin
bulunması veya suç işlemeyi meslek veya alışkanlık haline getirmiş olmaları
gereklidir.
Gizli görevli, görevlendirildiği
örgütün işlemekte olduğu suçlardan sorumlu tutulamaz. Gizli görevli görevini
yerine getirirken suç işleyemez.
Gizli görevlinin kimliği saklı
tutulur.
Bu maddenin uygulanması, gizli
görevlinin kendisinin ve aile bireylerinin güvenlikleri yönünden benzeri bir göreve
atanması için gerekli hususlar, İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak bir
yönetmelikle belirlenir.
13/11/1996 tarih ve 4208 sayılı Kanun
hükümleri saklı kalmak üzere; bu Kanunun birinci maddesinde yazılı suçları
işlediğine dair kuvvetli şüpheler bulunan kişilerin bu Kanun kapsamındaki
fiillerinden elde ettikleri hususunda kuvvetli şüphe bulunan her türlü menkul ve
gayrimenkullerine soruşturma sırasında el konulmasına; bankalar ve banka dışı mali
kurumlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler nezdindeki, kiralık kasa mevcutları da
dahil olmak üzere hak ve alacakları üzerindeki tasarruf yetkisinin tamamen veya kısmen
kaldırılmasına, bir tevdi mahalline yatırılmasına, hak ve alacaklar ile mal,
kıymetli evrak, nakit ve sair değerlerin idaresi için diğer tedbirlerin alınmasına
karar verilebilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen mal
varlığının yurtiçinde ve yurtdışında araştırılması, incelenmesi, tespiti ve
değerlerinin takdiri, ilgili Cumhuriyet savcılığınca istendiğinde, Maliye
Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yerine
getirilir.
Birinci fıkrada belirtilen mal
varlığının meşruluğu anlaşıldığında el koyma tedbirine karar verilmez veya
verilmiş olan karar kaldırılır.
Sanık mahkum edildiğinde söz konusu
mal varlığı Devlete intikal eder.
Tanığın kimliğinin veya meskeninin
veya ikametgahının veya işyerinin bilinmesi, kendisi veya başkaları için ciddi bir
tehlike ihtimalini ortaya çıkarırsa;
a) Tanık için her türlü tebligatın
yapılacağı ayrı bir adres tespit edilebilir ve tanığın kimliği soruşturmanın her
aşamasında gizli tutulabilir.
b) Tanığın verdiği bilgilerden
hareketle diğer delillerin tespitinin mümkün olması halinde, kimliği soruşturmanın
hiçbir aşamasında açıklanmaz.
Tanığın dinlenmek suretiyle
kimliğinin açıklanması gerektiğinde, tanık hakkında 12/04/1991 tarih ve 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanununun 20 nci maddesindeki hükümlerin uygulanmasına
karar verilebilir.
Yukarıdaki fıkralarda yer alan
hükümler, muhbirler ve bu Kanunun kapsamına giren suçlara ait istihbaratta veya
soruşturulmasında görev alan kolluk amir ve memurları hakkında da uygulanır, kimlik
bilgileri ile görevine ve özel hayatına ilişkin bilgiler hiçbir şekilde
açıklanamaz.
Kimlik, görev ve özel hayata ilişkin
bilgileri açıklayanlara veya açıklanmasına yardımcı olanlara bir yıldan iki yıla
kadar hapis cezası verilir.
3,4,5,6
ve 7 nci maddelerde öngörülen tedbir ve işlemlere ait kararların alınmasında ve
uygulanmasında 2 nci maddedeki usul ve esaslara uyulur.
Bu Kanunun kapsamına giren suçlarda,
şüpheli veya sanıkların yurt dışına çıkmalarının geçici olarak
yasaklanmasına, hazırlık soruşturmasında hakim, son soruşturma safhasında ise
mahkemece karar verilebilir. Ancak, gecikmesinde sakınca varsa Cumhuriyet savcısı da
şüphelilerin yurtdışına çıkmalarının geçici olarak yasaklanmasına karar
verebilir. Bu karar derhal ve nihayet 24 saat içinde hakimin onayına sunulur. Hakim
kararını 24 saat içinde açıklar, aksi halde Cumhuriyet savcısının kararı
kendiliğinden yürürlükten kalkar.
Bu Kanun gereğince yürütülen
işlemler ve hazırlık soruşturması sırasında alınan kararlar gizlidir. Gizliliği
ihlal edenler hakkında iki yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Bu Kanunun 2 nci maddesinin yedinci
fıkrasına göre imha edilmesi gereken verileri imha etmeyenler veya bu verileri
açıklayanlar veya her ne suretle olursa olsun kullananlar hakkında da aynı cezaya
hükmolunur.
Bu Kanunun uygulanması ile ilgili
yetkilerin suiistimal edilerek başka kanun hükümleri ihlal edilirse, o kanunlarda
yazılı cezalar yarıdan bir katına kadar artırılır ve bu Kanunun 12 nci maddesi
hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun kapsamına giren suçlardan
dolayı yargılama görevi yetkili Devlet Güvenlik Mahkemesince yerine getirilir. O yerde
Devlet Güvenlik Mahkemesinin birden fazla dairesi varsa, bu görev 1 numaralı Devlet
Güvenlik Mahkemesine aittir.
Bu Kanunda geçen hakim, yetkili Devlet
Güvenlik Mahkemesi yedek üyesidir. Cumhuriyet Savcısı ise yetkili Devlet Güvenlik
Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığıdır.
Bu Kanunda öngörülen suçların
yargılanmasında, bu kanun hükümleri ve 16/6/1983 tarihli ve 2845 sayılı Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun hükümleri
uygulanır.
Bu Kanunda öngörülen suçlardan
dolayı verilen cezalara 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında
Kanunun 4 ve 6 ncı maddeleri uygulanmaz.
Bu Kanun kapsamına giren suçlardan
tutuklananlar ile mahkum olanlar hakkında Terörle Mücadele Kanununun 16 ve 17 nci
maddesi hükümleri uygulanır.
Terörle Mücadele Kanununun kapsamına
giren suçlar hariç; bu Kanunun öngördüğü suçlarda,
a- Ferden örgütle ilgili bir suç
işlememiş olup da, örgüt tarafından herhangi bir suç işlenmeden önce,
b- Hazırlık soruşturmasına
başlandıktan sonra, ferden örgütle ilgili bir suç işlememiş olanlardan örgüt ve
fiilleri ve mensupları hakkında bilgi vererek,
Örgütten çekilenler hakkında
kovuşturma yapılmaz.
c- Suçların icrasından sonra
soruşturmaya başlanmadan önce yetkili mercilere başvurup bilgi vererek suçluların
yakalanması hususunda yardımda bulunanların cezaları sekizde bire kadar,
Suçların icrasından sonra hazırlık
soruşturması sırasında yetkili mercilere başvurup bilgi vererek suçluların
yakalanması hususunda yardımda bulunanların cezaları altıda bire kadar indirilir.
d- Son tahkikat sırasında başvurup
bilgi vererek suçluların yakalanması hususunda yardımda bulunanların cezaları
dörtte bire kadar indirilir.
e- Örgütün yöneticileri hariç olmak
kaydıyla, hüküm kesinleştikten sonra başvurup bilgi vererek suçluların yakalanması
hususunda yardımda bulunanların cezaları yarıya kadar indirilir.
Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesi
hükümleri, bu Kanunun kapsamına giren suçlar hakkında da uygulanır.
Araştırma ve tedbire ilişkin
hükümlerin uygulanacağı diğer haller
Bu Kanunun 2 ila 10 uncu maddeleri,
Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarla, 21/7/1983 tarih ve 2863 sayılı
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 10/7/1953 tarih ve 6136 sayılı Ateşli
Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ve Türk Ceza Kanununun 403, 404
ve 406 ncı maddelerinde yer alan suçlar teşekkül halinde işlendiğinde de uygulanır.
Türk Ceza Kanununda ve diğer özel
kanunlarda tanımlanmış olan örgütlü suçlar hakkındaki hükümler saklıdır.
Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
*
29.7.1999 tarih ve 4422 sayılı kanun.